RAFLARDAKİ HAYAT
Leyla yoğunluktan
yine yemekhaneye inememişti. Elini çalışma masasının çekmecesine doğru uzattı,
heyecanla çekmeceyi açtı. Noodle mı? Yoksa mantar çorbası mı? Ya da domates
çorbası mı? Yapıp içsem, diye düşündü.
Saymaya başladı:
- Oooo piti piti
karamela sepeti,
- Terazi lastik
jimnastik,
- Biz size geldik
bitlendik…
- Duma duma
dum… veee parmağı domates çorbası
üzerinde durdu.
Mesaiye kalınca
hep aynı şeyi yapıyordu. Çekmecesinden hazır çorba çıkarıp şipşak onu içiyordu.
Ersan, Leyla’nın mesai arkadaşı olarak her defasında uyarıyordu.Asıl mesleği
kimyagerlik olan, fakat bu firmada yönetici olarak çalışıyordu Ersan. Bu sefer
dayanamayıp masasından ayağa kalktı ve Leyla’nın yanına geldi.
-Kimyasallar var
onun içinde, bak sana ispat edeceğim dedi.
Kupaya tozunu
döktüğü hazır çorbayı elinden alıp ışığın altına tuttu. Henüz üzerine kaynar su
dökülmemişti. Çorbanın toz hâli, ışık altında sanki içine minik cam parçaları
kaçmış gibi parlıyordu. Ayrıca, paketin içeriğini anlatan arka yüzünde bizim
anlamadığımız maddeler yazıyordu. Ersan onları tek tek açıkladığında, Leyla
ikinci bir şok yaşadı. O kadar zararlı maddelerdi ki bunlar …
Bir an, Leyla’nın
aklına anneannesinin yaptığı mis gibi tarhana çorbası geldi. Her sonbaharda
annesiyle beraber yaparlardı. Ardiyeye bez serilir, üzerinde kurutulur,sonra
ellerinde ovalayıp toz hâline dönüştürürlerdi tarhanayı. Kardeşi Ali ile serili
tarhana üzerinden atlama oyunu oynayıp ortasına düşünce, annesinden az zılgıt
yememişti Leyla. Olay mahallinden kaçarken arkasından uçan anne terliği de
cabasıydı.
O tarhanayı
hatırladı; rengi doğal ve mattı. Hastayken ona çok iyi gelirdi, tadını da çok
severdi. Ne zaman bu paketli hazır gıdalara düşkünleşmişti, bunu düşündü. Evet,
çok hızlı bir şekilde öğün atlamak için bir çözüm bulmalıydı. Hazır şipşak
çorbalar, pakette noodle’lar onun iş yerindeki çekmecesinde yerlerini aldı.
Oysa tarhana en doğal malzemeleri içeriyordu. Çok emek gerektiren, hatta
pişirilmesi bile özen isteyen bir çorbaydı. Bu lezzetin ve sağlıklı besinin
hiçbir hazırlanma evresinde hız yoktu, emek vardı.
Hastayken
şifaydı Ramazanda ise masanın tacıydı. Aynı zamanda sadece lezzetiyle değil,
aileyi sıcak bir ortamda birleştiren bir yemekti. Dedesi, Aile yemeklerinde
pide üzerine tarhana çorbasını döker ve soğanı tereyağında kavurup üzerine
bocalardı. Herkesin çalakaşık ortadan tepsiden yediği papara ne güzeldi! Tüm
ailenin yer sofrasında o tepsinin etrafında toplandığı sıcak aile günlerini
anımsadı ve Leyla’nın içi ısındı.
Leyla “Acaba başka neleri böyle rafine edilmiş halde hızlıca tüketiyorum?“ diye düşündü.
Anlık ihtiyacını gören, haz veren ama toplamda faydasını göremediği ne kadar
çok şey sokmuştu hayatına. Bunları düşünürken bir anda eli telefona gitti ve
annesini aradı.
-Anneciğim bu
akşam iş çıkışı gelsem, bana tarhana çorbası yapar mısın?
-Annesinin
tebessümünü, o mis gibi kokan tarhananın
sıcaklığını şimdiden hissetmişti.
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?
0 Yorumlar