Rutinlerimizi Oluşturduk Mu?

Bir hafta kadar önce küçük bir operasyon geçirmişti Müjgân… Operasyon sonrası hastaneden çıkarken doktor “bir hafta sonra sonuçları öğrenmek için gelebilirsiniz” demişti. Bir hafta boyunca içi içini yedi Müjgânın… Kötü bir şeyler olabileceği endişesi taşıyordu. Çünkü günlük hayatında sağlığına pekdikkat etmezdi. Hayatta kalabilmek için yemek yer, sonra dauyurdu. Çevresinden biraz daha dikkat etmesi söylense de “Aman canım ne olacak abartıyorsunuz.” derdi.


Tahlil sonuçlarını alma vakti gelmişti. Hastaneye giderkeneşine söylememiş, tek başına gitmişti Müjgân. Hayatı boyunca kimseye yük olmayı istemeyen bir yapısı vardı çünkü... İçinde tarifi belirsiz bir endişe ve kaygı vardı. Sanki korkuyla ümit arasında gidip geldiği bir noktadaydı. Hastaneye varınca bir müddet bahçede oturdu. Tek tek insanların davranışlarını gözlemledi. “Ahhh… Herkesin bir derdi var, nasıl da telaşla koşuşturuyorlar.” diye iç geçirdi. İnsanların yüzlerinden endişeleri, kaygıları belli oluyordu… Bazılarının yüzündeki ifade hüzünlü, bazılarındaki bitkin, bazılarında da kaygılıydı. “Kim bilir ne dertleri var ne zorluklar yaşıyorlardır bilinmez”… Öyle ya, dertleri olmasa hastanede ne işleri var?

Çalan telefonun sesiyle birden irkildi. Telefona cevap vermek istemedi. O esnada gözüne bir kuş ilişti. Yerden bir şey alıp alıp bir ağaca uçuyordu. Dikkatlice bakınca ağacın üstündeki kuşu fark etti. Meğer ona yiyecek taşıyormuş... Bir süre onları izledi ve sonra düşünmeye başladı: “Ağaçtaki kuş sanırım hasta ve diğeri de ona yardım ediyor... Bir kuş bile bize neler öğretiyor. Şimdiki insanlar ise ne kadar da kendiyle ilgileniyor, kendi ihtiyaçlarını gideriyor ve etrafına hiç bakmıyor

Bu manzara karşısında Müjgân’ın hayatı bir film şeridi gibi gözünün önünden geçti. Aslında ihtiyaç gören bir yapısı vardıama yine de düşünmeden edemedi. “Acaba ne zaman birinin ihtiyacı olduğunda göremedim; ya da ne zaman sadece kendi sıkıntılarımı düşünüp çevremdekilerinkini fark edemedim?

O anda çocuğunu yakalamaya çalışan bir annenin sesiyle irkildi. Saatine baktı, zaman ne kadar da hızlı geçmişti.Randevu saatine 15 dakika kalmış diyerek hemen toparlanıp, doktorun odasına gitmek için kalktı. Gittiğinde doktor henüz öğlen arasından dönmemişti, kapıda bekleyenler vardı. Boş olan bir yere oturdu.

Yanına oturduğu, konuşmayı sevdiği her halinden belli olan kadın “Sizin rahatsızlığınız nedir?” diye sordu. İçinde fırtınalar kopan; içinde, sonucun kötü çıkacağına dair bir his barındıran Müjgân, yanındaki kadının ne dediğini algılayamayacak kadar düşüncelere dalmıştı. Kadının sorusuyla bir anda irkildi ve şaşkın bir ifadeyle “Pardon, anlayamadım, ne dediniz?” diye sordu. “Anlaşılan siz epey dalmışsınız, kötü bir şey yoktur umarım” … Buruk bir tebessümle “Hastalık söz konusu olunca insan dalıp gidiyor böyle işte.” diye cevapladı.

Doktorun odasından ismi anons edilince kalbi hızla çarpmaya başladı. İçeriye geçti, yavaşça koltuğa oturdu. Şaşkın ve korku dolu gözlerle doktora bakıyordu. Doktor ciddi bir ifadeyle ekrandan tahlil sonuçlarını kontrol ettikten sonra birden Müjgâna dönerek “Üzgünüm Müjgân Hanım, sonuçlar pek de iyi değil” deyince Müjgânın içine bir kor düştü. Sığamadı odaya, odanın oksijeni nefesine yetmedi sanki… Derinden bir nefes aldı; zar zor konuşabildi…“İ-y-i de-ğil der-ken… Pe-ki ka-çın-cı ev-re?” diye sordu kesik kesik. “Birinci evre ama tehlikeli cinsi, çok dikkatli hareket etmemiz gerekiyor.”…

Müjgân, çözüm bulmuşçasına “Evet… Ben bunu yenebilirim. Sonra da ilk iş olarak hayat rutini mi değiştirmeliyim. Hastalığımı yendikten sonra ağaçtaki kuşa yiyecek taşıyan kuş gibi ihtiyaç görmeliyim mesela.” diye mırıldanıyordu. Doktor ne konuştuğunu anlamaya çalışarak “Efendim Müjgân Hanım?” deyince “Önemli değil doktor bey. Şimdiye kadar dikkat edemediğim rutinleri hayata geçirme vakti geldi de…” …

Sonra da içinden şöyle geçirdi: “Zorluklar, mücadele ederek, sabırla çözülür. Yeter ki kişi istikrarlı olsun, kendine doğru rutinler belirlesin ve onlara sadakatli olsun. Dünyada bu tarz durumlarda toparlayan yok muydu? Elbette vardı ve bu da aşılabilirdi.” Bu motivasyon içine bir ferahlık getirmişti.

Doktor beyle protokolü konuştuktan sonra evinin yolunu tuttuMüjgân. Yolda giderken aklına kompozisyon dersinde edebiyat öğretmeninin söylediği bir atasözü geldi:

Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir…” Yıllardır unutmamıştı bu atasözünü. Aslında insanın bir hayat rutininin olmasından bahsediyormuş meğer… “Bunun gibi ben de hastalığımı yenebilirim. Ama yeter ki taşı delecek bir rutinim olsun ve onu bozmayayım…”

Eve gider gitmez hastalığı çözüm yollarını araştırdı ve sonra kendine bir program oluşturdu. Yapması gerekenleri, yapmaması gerekenleri, uyku saatleri, yemek düzeni, hastane protokolleri… Rutine koyması gerekenleri listeledi. Ve en önemlisi ihtiyaç görebilmeyi listenin başına aldı… “ALLAH bir hastalık, bir sıkıntı veriyorsa çözümünü de mutlaka veriyordur…” Sabahki halinden çok daha rahat ve ümitdoluydu. Kendini iyiye motive edebilmişti Müjgân…

Rutinler insanı güçlü kılar ve zorlukları aşmaya köprü kurar. Kişi rutinlerini bozmadan devam ettiğinde sonuç da beraberinde gelir. Güncel hayatta da böyle değil mi?

Yemek saatlerinin düzenli olması, çalışmaların, evde yapılacakların bir rutin dâhilinde yapılması, hedeflerini koyması kaosu önleyip hayatımızı kolaylaştırmıyormuydu?

Yorum Gönder

19 Yorumlar

  1. Rutinin nimet oluşu 🤲🏻

    YanıtlaSil
  2. Günlük protokoller hayat kurtarır 🙂

    YanıtlaSil
  3. Rutinler insanı güçlü kılar ve zorlukları aşmaya köprü kurar peki insanlara rutinler neden bu kadar zor gelir emeğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  4. Hayat, kimi zaman sağlıkla kimi zaman bir işle, kimi zaman evlilik kimi zaman çocukla rutini değiştirmemize sebep oluyor. hayat hep hareketli bu durumda, harekete uyumlanıp değişmek, dönüşmek niyetiyle teşekkürler...

    YanıtlaSil
  5. Rutin rahmettir... Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  6. Aza disipline olmayı RABbim cümlemize nasip etsin 🤲🏻
    Taa içlere dokunan bir yazı.. Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  7. Rutinler çok kıymetli … tşkler

    YanıtlaSil
  8. Farkındalık içeren bi yazı

    YanıtlaSil
  9. Beni aldı bambaşka yerlere götürdü... Hayrimiza uygun rutinleri oluşturmak niyetiyle... Kaleminize sağlık 🌿

    YanıtlaSil
  10. Çiğdem Güven21 Ocak 2025 22:53

    İnsanların seçimleri onların yönleri ile alakalı. Eğer bir yönümüz varsa ve beyazdaysa, o yönü disipline ettiğimiz zaman, "Küçük bir hamle ile bir şey olmaz... Sadece benim bu davranışımla ne değişir ki?" gibi algı yanılmalarının, sadece yanılgı olduğunu görememek işten bile olmuyor. Omuzların eninde sonunda birbirine değmesinin kıymeti de "İhtiyaç giderenin, ihtiyacı giderilir" rotasında anlam kazanıyor.

    Dilinize, yüreğinize sağlık hocam. Sevgiler 💐💐💐

    YanıtlaSil
  11. Rutin rahmettir. Bizi düştüğümüz ataletten kurtaracak, durağanlıktan çıkaracak olan hayatımıza geçireceğimiz beyazdaki rutinlerimizmiş.

    YanıtlaSil
  12. Çok anlamlı

    YanıtlaSil
  13. Allah bize hasta olmadan önce sağlığımızın kıymetini bilip ona göre yaşayanlardan olmayı nasip etsin, ellerinize sağlık ❤️

    YanıtlaSil
  14. Doğru yaşam stili için bize fayda sağlayacak rutinler oluşturmak ne kadar önemli olduğunu yazınızı okurken tekrar fark ettik. Teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  15. Leyla Sözüer23 Ocak 2025 10:45

    Çok güzel bir yazı🌸 İnsanın rutinler oluşturmakla ilgili motivasyonunu tetikliyor. Acilen bir rutin….:)

    YanıtlaSil
  16. İnsan uyarıyı alıp harekete geçebilen bir canlı. Aslında herkes biliyor sağlığın önemini. Ama hastalık bilmekten daha iyi bir öğretici

    YanıtlaSil
  17. “Rutinler insanı güçlü kılar ve zorlukları aşmaya köprü kurar…” Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  18. Hayatına dalıp gitmiş, Allahın uyarıcı göndermesiyle uyanmış, düşününce acaba neyi yapmadım da bu işaret geldi diyor, siyaha uyumlanmamak beyaza uyumlanmak Rabbim nasip etsin

    YanıtlaSil