Hafif bir trafikte araba kullanırken öndeki arabayla ne kadar güzel iletişimimiz olduğunu farkettim. Bakıyorum yavaşlarken bana yavaşladığını belli ediyor. Bakıyorum hızlanacak hızlandığını belli ediyor... Sağa geçecek sağ gözünü kırpıyor, sola geçecek sol gözünü kırpıyor. Çok uyumluyuz. Bende ne anlatıyorsa anlayabiliyorum. Ne diyorsa uyumlanıyorum. Bazen dörtlülerini yakıyor yanından geçip gidiyorum. Bazen bir laf atıyor, kornaya basıyor, bana mı diyor diye bakıyorum. Üstüme alınmam gerekiyorsa alınıyorum.
Koskoca otoban, yüzlerce araba... Konuşmuyorlar ama hepsi birbiriyle anlaşabiliyor, hepsi iletişim halinde. Ve bu şunu düşündürdü; insan “her an” iletişim kuruyor. Yani arabalarla bile bir iletişim halinde...
Hatalı bir iletişimde ne yaşıyorum? Mesela sola gireceğim, sağa sinyal veriyorum. Arkamdaki ben sola girdiğimde tak vurabilir... Ama haklı, çünkü ne yapacağımdan bi haber, bilmiyor ki… Yanlış izlenim bıraktım. Veya yavaşlaması gereken yerde öndeki araç çok geç yavaşlıyor, işaretini geç gördüğüm için ben de hızımı alamıyorum tak vuruyorum. Veya öndeki arabayla aramda bir mesafe bırakmıyorum, sınır koyamıyorum yine tak vuruyorum…
Böyle bir yol akışında neler yaşanabilir? Sürekli kaos, sürekli tartışmalar, kazalar.. Şimdi bakıyorum insanlarla iletişim kurarken, onların bana verdikleri işaretleri ne kadar iyi anlıyorum? İşaretlerine göre mi iletişim kuruyorum? Yoksa hiçbir sinyali, işareti algılamayıp sürekli ilişkimde kaza yapan taraf mı oluyorum?
İnsan iletişim kurarken aynı trafikte olduğu gibi iletişim kurduğu kişiyi ilk önce bir algılaması gerekir.
Verdikleri sinyallerden, hareketlerinden, konuşmalarından, oturuşlarından, kalkışlarından ne sinyali veriyorlar anlamam lazım. Çünkü aynı matematik. İlişkilerimde de böyle; arkadaşımın neyden hoşlandığını, neye kızdığını bildiğimde bodoslama vurmuyorum. Biliyorum ki o bana sinyalini verdi, tanıdım az çok. Sağa girecek eminim, yanılma payım çok az.
Peki bu hayatta insanın nerelerde kaza yapma riski fazla?
Babamdan ne istesem hayır diyor. İhtiyacım olan bir konu var ama biliyorum yine hayır diyecek? Nasıl onu ikna edeceğim?
Arkadaşım ben konuşurken sürekli lafımı kesiyor kendisi anlatıyor. Bir anda anlattığım konuyu değiştiriyor başka havalardan konuşuyor. Bu durum canımı çok sıkıyor…
Spor yapmayı sevmiyorum, spor yapanları izlerken ben niye bu kadar istekli değilim diye içerleniyorum…
Sürekli insanların söylediklerine takılıyorum… Neden bana böyle dedi, neden bunu yaptı? Niye öyle söyledi?
Beni sürekli bekleten bir yakın arkadaş… Ben çok planlıyım her yere vaktinde gidiyorum, görevlerimi vaktinde yapmaya çalışıyorum ama bir çalışanım var; her şeyi geç gönderiyor, vaktinde gelmiyor…
Sürekli yüksek sesle müzik dinleyen üst komşum… Ne kadar rica etsem, uyarsam da, yöneticiye de söylesem bir türlü sesi kısmıyor.
Şu zamana kadar hep kardeşimle kıyas ediliyorum. Kardeşim çok hareketli, ön planda olmayı seven birisi ve insanlar onunla daha iyi vakit geçirirler, keyif alırlar. Ama ben yavaşım, onun kadar ön planda olmayı sevmiyorum… İnsanlarda bu durumu yüzüme vuruyor. Ben neden böyleyim?
Niye çok basit bir konuda hemen duygulanıyorum?
Çok önemli bir işim varken ona çalışıyor olmam gerekirken, ben neden her seferinde kendimi arkadaşlarımın davetinde buluyorum? Neden işimi erteliyorum?
Gibi gibi konular ve kaza riskleri…Peki neden kaza riskleri bunlar?
Çünkü insan hep anlaşılmak ister. Kendine benzesin ister. Kendisine benzemeyenleri değiştirmek ister, tartışmaya girer. Peki biz bizimle aynı göz renginde olmayan insanlara bunu yapabiliyor muyuz? Benimki kahverengi de seninki neden mavi diye gözünü oymuyoruz değil mi?
Dolayısıyla farklılıkları kabul etmemiz gerekir. İnsanların bize verdiği sinyalleri, kendine has özelliklerini algılamamız gerekir. Bu kaza risklerini, riskten çıkarmak için insanın ilk önce kendini sonra insanları tanımalıdır. Peki biz ne kadar kendimizi ve iletişimde olduklarımızı tanıyoruz?
Acaba ben babamın doğuştan getirdiği özelliklerini bildiğimde, neden bana hayır dediğini öğrendiğimde yine babama bu kadar çabuk kızacak mıydım?
Veya kendimi tanımış olsaydım... Neden spor yapmak benim için o kadar keyifli olmadığını anlardım ve kendimi bu konuda desteklemeye başlardım.
Üst komşumu, sürekli lafıma atlayan o arkadaşımı anlardım… Çünkü bana sinyal verdi sağa girecek ve ben de biliyorum bunu çok rahatım.
İnsan kendini bildiğinde kendisini sevmeye, insanları bildiğinde insanları sevmeye başlar...
Bunun için insan ilk önce kendisini ve insanı merak etmeli. Bunu neden yapmalı? Çünkü ne zaman ki insan daha iyi bir versiyonunu merak etti; işte o zaman lig atladı bu hayatta.
6 Yorumlar
Hayatta ders alınacak ne çok örnek var... emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilİnsanın kendisini ve çevresini tanıyor olması gerekliliği ne güzel anlatılmış kaleminize sağlık 🍃
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSil. Ne güzeldi
Bu sebepten insanı tanımaya ihtiyacımız var :)
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık:)
YanıtlaSilKaleminize sağlık💯
YanıtlaSil