En Kötü Günümüz Böyle Olsun

 

Uzun bir aradan sonra, geçen akşam arkadaşlarla sahilde buluştuk. Çocukluğumuzun geçtiği bu sahili görmek, bir çok anıyı gözümüzde canlandırıyordu. Yıllar geçse de bazı anıların hiç unutulmaması çok ilginç.  

Kumsala koyduğumuz kamp sandalyelerimize kurulduk. Bir yandan güneşin batışını seyrediyor, bir yandan semaverimizde demlenen mis gibi çayımızı yudumluyorduk. Muhabbet, sohbet, nasıl keyifli bir ortam. Uzun zamandır bu kadar gülüp eğlenmemiştim. Saatler geçtikçe göğün sol köşesinden, bizi turuncu rengiyle selamlayan dolunay iyice yükseldi. Öyle parlaktı ki ara ara yakamozlara bakıp hayallere dalıyordum. Arkadaşların dürtmesiyle kendime geldim.

Vakit baya ilerledi gençler. Benim uyku vaktim geldi, bana müsade’ dedi Hakan. O söyleyene kadar, saatin bu kadar geç olduğunu fark etmemiştik. İnsan keyif aldığında, zamanın nasıl ilerlediğini anlamaz zaten. Vedalaşırken ‘En kötü günümüz böyle olsun dostlar’ diyerek ayrıldık.

‘En kötü günümüz böyle olsun.’ Tüm gece bu cümleyi düşündüm. İnsan çok mutlu olduğu, çok keyif aldığı zamanların ardından bu temennide bulunuyor. Bu keyif hep artarak devam etsin istiyor. Hiç üzülmesin, işler hiç ters gitmesin, her şey tıkırında olsun, hep bir koysun on alsın. Hatta hiçbir şey yapmasın, her şey aksın istiyor. Bu durumla ilgili dilekler de zamanla duaya dönüşmüş. ‘Tuttuğun altın olsun’, ‘Ellerin dert görmesin’, ‘Ayağına taş değmesin’...

Gerçekten böyle mi olmalı? diye düşünürken buldum kendimi. Hayatımda her şeyin güzel güzel gittiği uzun bir dönem hiç hatırlayamadım. Mutlaka bir şeyler iyiyken, bir şeyler ters gider. Sürekli mutlu olmayı istemek… Sınav salonuna girip, ısrarla sınanmamayı dilemek gibi. 

İnsan etrafına bakınca, hayatın hiç de stabil olmadığını görür. Herkesin hayatında mutlaka inişleri çıkışları olduğunu anlar. Zaten sınav da burada başlıyor; inişlerde ne cevap veriyorsun, çıkışlarda ne cevap veriyorsun. İnsan yokluğu ceza zannediyor. ‘Allah’ım ne günah işledim de bu sıkıntıyı başıma verdin’ diyebiliyor. Varlıkta ise; 'Hakettim ben bu başarıyı' diyor. Oysa varlık da yokluk da sadece cevap vermesi gereken bir soru değil mi?

Şimdi ne yapacaksın? Yeterince şükredecek misin? Yeterince sabredecek misin? O bolluk seni şımartacak mı? O imkanları dününe göre daha iyi olmak için mi kullanacaksın, daha kötü olmak için mi?

Demek ki hayat her an sorular çıkartıyormuş. Verilen her cevabı, insan kendi iradesiyleveriyor. İşler tıkırında gidince seviniyor, biraz istemediği yöne evrilince karalar bağlıyor. Tamam da insan, her şeyin en iyisini bilme becerisine sahip değil ki. Kazanamadığı o üniversite için haftalarca ağladı ama belki de o üniversitede karşılaşacağı insanlar ‘Keşke hiç tanımasaydım’ diyeceği türden insanlar olacaktı, bilinmez ki.. Evlenmediği için depresyona girdiği o adam, ileride yüzünü görmek istemediği birine dönüşecekti belki.. O firmayla o imzayı attıramadığı için kendisini başarısız hissetti. Belki de o imza yüzünden dolandırılacaktı.. Çocuğum olsun diye her şeyi yaptı ama olmadı. Belki de o çocuk, ‘Seni doğuracağıma taş doğursaydım’ diyeceği bir evlat olacaktı..

Yani elinden geleni yaptı ama istediği olmadı diye çok mutsuz. Ya da elinden geleni yaptı ve sonuç tam da istediği gibi olduğu için çok mutlu. Ne büyük bir ilüzyon. Oysa ikisi de sadece cevap verilmeyi bekleyen sorulardı. Soruları hazırlayanın beklentisi, ellerinden geleni yapmalarıydı. Birisi ödül, birisi ceza değildi ki!

Bazen hükümdar olabilmek için kuyuya atılmak gerekir. Bazense hatayı anlamak için balık tarafından yutulmak gerekir. Gün gelir, mancınıkla ateşlere atılmak yada sırtına işkembe koyanların seninle alay etmelerine sabretmek. Bazen de hayrını istediğin kişiler tarafından taşlanmak gerekir, başarmak için. O anda sonuçlar çok olumsuz görünür.Ama sen öyle tepkiler verirsin ki milyarlarca insan arasından sıyrılıp zirveye yerleşirsin.Sınavda başarılı olmanın tek yolu vardır. Soruyu doğru anlayabilmek.

En kötü günümüz böyle olsun. Sadece keyifli olduğumuzda değil, keyifler kaçtığında da doğru tepkiyi verelim. Öyle yaşayalım ki.. sonuç ne olursa olsun vereceğimiz tepki doğru olsun…bizi hep bugünümüzden daha iyiye götürsün...

Yorum Gönder

8 Yorumlar

  1. Her yaşadığımızı bu bilinçle karşılayalım İnşallah

    YanıtlaSil
  2. RABbimiz verdiğin/vermediğin her zerre nimete şükürler olsun🤲🏻
    Ne ümitvari bir yazı olmuş, maşALLAH 🌸

    YanıtlaSil
  3. Kaleminize sağlık🪷

    YanıtlaSil
  4. İnsan etrafına bakınca, hayatın hiç de stabil olmadığını görür. Ne güzel açıklamışsınız, emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  5. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. soruyu anlayıp cevabı güzel verenlerden olalım inşallah

    YanıtlaSil
  7. Doğru tepkileri verebilmek nasip olsun, elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  8. Hayat , Yaratici tarafindan tüm detaylarıyla muazzam tasarlanmış oykulerle dolu...
    Sadece cevap isteniyor...
    Peki, biz neye konsantre oluyoruz?

    Sınamaya mi?
    Yoksa yaşamaya mi?

    Kaleminize sağlık 🍀

    YanıtlaSil