BİRAZ FİLM TADINDA
Şehir merkezine ulaşmak için, yaklaşık bir buçuk saat sürecek yolculuğa minibüsle çıktı. Daha binerken, parasını şoföre uzattı.
- Yüz elli lira, değil mi abi?
- Hele bir hak edelim de…
Zehra duyduğu cümle ile iç dünyasından çıktı.
Hak etmek mi? Aklından bu hayatta neleri hak ettim acaba diye geçirdi.
İnsanlar hak edeceklerine odaklanmak yerine, hak etmediklerinin peşine düşüyordu genelde diye düşündü.
Arkadaşlarıyla yaptığı sohbetleri hatırladı. Biri, çalıştığı iş yerinin öğle yemeği vermemesinden yakınırken; diğeri, daha bir ay önce girdiği işte zam isteyeceğini söylüyor, kimisi de aldığı ücretin azlığından ya da yorgunluğundan şikâyet ediyordu.
Zehra kulaklığını takmış tam da müzik dinlemeye hazırlanırken hemen önündeki adamın telefondaki muhabbeti dinlemeye koyuldu. Tüm otobüse yayınlanan…
Kadın “Tekrar bir araya gelelim böyle olmaz…” diye yalvarırken. Adam da kadının kendisine yaptığı haksızlıkları yüksek sesle sayarken neden beraber olamayacaklarını anlatıyordu.
Zehra şaşkınlığını gizleyemiyordu. Demek adamlar da haklı olabiliyormuş, diye düşündü, kendi esprisine gülerken.
Yanında, iki çocuğuyla birlikte tek kişilik yere sığışmaya çalışan bir kadın oturunca Zehra iyice köşeye sıkıştı. Kadın, kucağındaki çocuklardan birini Zehra’nın yanına oturttu. Yol o kadar dönemeçliydi ki, çocuklar dayanamayıp istifra ettiler. Kadıncağızın, etrafı mı yoksa çocuklarını mı temizleyeceğini bilemez hâlde kaldığını görünce Zehra hemen ona yardım etti. Kadın da pek iyi görünmüyordu; sesi çıkmıyor, sanki tüm gözyaşlarını içine akıtıyormuşçasına derin derin iç çekiyordu.
Temizlik bittikten sonra kadın ön koltuğa geçti çocuklarıyla. Zehra ise yine kendi başınaydı. Kadının neyi hak edip etmediğini düşünüyordu.
Yolcu arabası kırk beş dakika sonra bir mola verdi. Mola esnasında birkaç tane daha yolcu bindi. Fakat oturacak koltuk yoktu ve ayakta gitmek zorundaydılar. Zehra gözüne kestirdiği genç bir hanımı yanına oturmaya davet etti. Tekli koltuğa ikisi sığışmışlardı.
Yirmili yaşlarının ortalarında genç bir öğretmendi. Yol uzundu, sohbet etmeye başladılar. Ailesinin onu hiç özgür bırakmadığından bahsediyordu genç kız. Kaç yaşına gelirse gelsin hala onların gözünde çocuk olduğundan yakınıyordu. Abisine ise hiç öyle davranmadıklarından bahsederken, kendisine yapılan haksızlıklardan şikâyet ediyordu.
Zehra dinledikçe, konuşmanın ortalarında kendi iç dünyasına geri döndü.
Çoğu kimse hak ettiğini yaşamıyor. Çoğu işinden, karısından, eşinden, çocuğundan, komşusundan yakınıyor. Herkese herkese bir haksızlık yapıyor diye düşüncelere daldı.
Peki, haksızlığı yapan kişi kimdi? Sorusunu sorarken, kimse haksızlık yaptığını kabul etmiyor diye düşündü.
Peki, aslında insanlar kendi hak edişlerini yaşadığının farkında mıydı? Sorusu onu bambaşka bir düşünceye itti.
“Şu an sahip olduğum her şey hak edişim. İnsanın sahip olduğu arkadaşları, ailesi, çevresi, işi, ona verilen her şey ama her şey ortaya koyduğu çalışmanın, emeğinin bir karşılığıdır aslında.” diye cevap verdi zihninde kendi sorusuna.
Bazen insan hak etmediğini düşündüğü, olumsuz gibi görünen bir olayı yaşar. Haksız yere iftira edilerek işten atılabilir. Fakat daha sonrasında daha iyi bir işte bulabilir kendisini. O iftira, işten çıkarılması o anda olumsuz gibi görünse de onu dününden daha iyi bir yere çıkarmış olabilir. Tıpkı minibüsteki annenin başına gelen aksilik gibi görünen olayların, onu dününden daha sabırlı ve daha dayanıklı yapmış olması gibi.
Zehra durumunu düşündü. Ailesini, arkadaşlarını, işini… Tüm ilişkilerini… Hayatını…
Aslında yaşadıkları, yaptıklarının bir hak edişiydi. Hepsinden memnun gibiydi; sanki tüm yatırımları kâr getirmişti. Küçük pürüzlerin olması da doğaldı, diye geçirdi aklından. İnsanın emeğinin, çabasının bir karşılığı varsa, o hâlde hak edişlerini daha da artırmalıydı.
İnsan istediklerinin sebeplerine odaklanmalıydı çünkü sonuç onların toplamına veriliyordu. İnsan neyi hak ettiyse ALLAH onu veriyordu.
Fakat Zehra şunu biliyordu; “O vermekte çok cömert olandı.” Hayatta hak ettiklerine baktı. Ve kendisine verilenlere. Aslında hak ettiğinden çok daha fazlasıydı verilen.
O hâlde, daha da güzel hak edişler oluşturmalıydı. Kim bilir, bu hak edişlerle önünde nasıl kapılar açılırdı, diye düşünürken,
— “Otogara geldik! Valizi olan varsa indirelim!”
Şoförün yüksek sesiyle Zehra iç dünyasından çıktı. Onu bekleyen arkadaşını gördü.
- “Eee kaçak sonunda gelebildin. Seni davet etmekten yorulmuştum artık. Yolculuk nasıl geçti?” diyerek yanına geldi Ayşe.
- “Biraz aksiyon, biraz komedi, biraz duygusal bir film tadında… Hayat gibi…” diye cevap verirken Zehra arkadaşını kucakladı.
- “Zehra ya… Ha ha… O da ne demek?” diye anlamamış olduğunu söylerken…
“Tam da hak ettiğim gibi…” diye düşünerek gülümsedi arkadaşına Zehra…
===
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerle yarını şekillendiren bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara stratejiler sunar.
===
“Milyarlarca insan içinde, “bir” kişinin ne önemi olabilir ki?

14 Yorumlar
Hayırda hak edişlerimizi artırmak nasip olsun inşALLAH 🍃
YanıtlaSilNasıl güzel akıcı...Hayatım bir film şeridi gibi geçti gitti :) Cümleler tüm zamanlarda ve tüm insanlarda olunca... Emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilHak edişlerimizi arttırabilmek ümidiyle
YanıtlaSilElinize saglik. Iyilikleri hakedelim İNŞALLAH.
YanıtlaSilErkeklerde haklı olur, erkekler de ağlar. Asil soru nen hak ettimmi
Hayat sebepler ve sonuç ilişkisi içinde iken, insanlar kendi hak edişlerini oluşturmuşken, bir de dış dünyayı sućlamaz mı? Hangi nefs dönmüş kendine bakmış ki? Hangi insan sonuçlar için sebeplere donmuş ki? Kacımız şükrümüzü artırdık? Hayat zor ve karmasık demek çok kolay... Zor olan hayat değil! insanlarlar bahtsız deģil! Talih kör degil..
YanıtlaSilTüm bu gerçeklikleri ögreten ögreti..Deneyimswl Tasarım Ögretisi..Teşekkurler♥️
Hakedişlerimizi beyazda arttırabilmek dileğiyle… 🤲🏻
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌼
İnsan hak ettiklerini yaşıyor çok önemli bir bilgi. Bunu tam idrak edebilsek şikayetlerimiz tamamen biter ve ben şimdi ne yapmalıyım'a döner iş. Teşekkürler..
YanıtlaSil🤍
YanıtlaSilHak ediş insanı mutlu eder.
YanıtlaSilHaksızlık konu olunca herkesin söyleyeceği bir şey varken kendi haksızlık yapınca sus pus olması ... :)
YanıtlaSilHak edebilmek ve hak edip etmediğine bakabilmek, çok kıymetli elinize sağlık
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🍃
YanıtlaSilHakkedişlerimiz hep iyi olsun inşAllah
YanıtlaSilGüzel hakedişler için doğru bedelleri ödeyenlerden olalım inşAllah 🤲🏻
YanıtlaSilNe hoş bir yazı, kaleminize sağlık 💐