Benim adım Zeytin... Kalın gövdeli, kocaman siyah meyveli yaşlıca bir zeytin ağacıyım Kudüs’te Zeytin Dağının tepesinde. 560 yaşındayım neredeyse 6 asırdır buralıyım, Kudüslü.
Kutsal olan Kuddüs Şehri’nin toprağına tutundum. Bir ağaç seçim yapabilir mi? Vatanını, toprağını, güneşini seçebilir mi? Tohumu nereye ekilir ise orada büyür… Eğer seçebilseydim nereli olurdum?.. İlle de burada kalmak isterdim, tüm bilip tanık olduklarıma rağmen.
Nelere şahit kılındım biraz anlatayım;
Burada, seher vakti daha güneş doğmadan başlardı gün. Filistinli kadınlar, çocuklar, yaşlılar gençler benim gölgemin altından geçerek mescitlerine giderlerdi. Sonrasında da yaramazlık peşinde olan küçük çocuklar kalın gövdeme tırmanır, dallarımdan zeytin yerlerdi… Cıvıltılarını neşelerini dallarımda sallandıkça içim gıdıklanarak hissederdim. Artık seslerini duymaz oldum, hüzün var gönüllerinde, biliyorum….
Öğlene doğru güneş kavururken Kuddüs Şehri izlerdim… Mescid-i Aksa’ da okunan ezanı dinler, Altın Kubbeli Mescid’i seyrederdim... Güneş üzerine değdikçe o sarı kubbenin, parladıkça parlardı ışıl ışıl.
Tam karşımdaki evde oturan bizim Tüccar Hasan vardı… Dedesini tanırım hatta onun da dedesi burada doğdu büyüdü. Bu taş taş kaldırımlı sokakları Osmanlı askerleri yapmıştı, yıllar yıllar önce. Üzerinden at arabalarıyla şehir turu yapardı buraya ilk gelenler. Önce benim mekanıma gelir şehri en güzel yerinden seyrederlerdi. Hasan'ın dedesi onlara Ramazan'da iftardan sonra şerbet ikram ederdi.
Artık şerbet yapan yok çünkü artık burada Filistinli yok. 2 yıl önce yaka paça evlerinden çıkarıldılar.
Yerleşimci diyorlarmış… Hiç görmediğim, atalarını bile bilmediğim insanlar... Buralı değiller biliyorum. Ben neredeyse 600 yıldır buradayım, tanırım buranın yerlilerini..
Hasan gitmeden benimle vedalaştı, dalımdan kırdı, bir parça toprağımdan aldı.
“Gittiğim yere dikeceğim… Kudüs'ü gittiğim yere götüreceğim” dedi.
Cuma günleri öğle vakitleri hep şenlik olurdu buralar… Şimdi cumaları polis arabaları gelir buraya. Patlama sesleri, dumanlar, ateş eden askerler. Bir defasında gövdeme saplandı o üniformalı adamların attıkları şey. Zeynep geldi bıçakla çıkardı. Zeynep; aşağıdaki apartmanda oturuyor, burada doğdu büyüdü… Kardeşini alıp götürdüler 4 sene geçti. Zeynep gelir bana yaslanır ağlar, dua eder, derdini bana döker bazen oradan bilirim halini.
Akşamüstü olunca güneş batarken, eski Kudüs Şehri duvarlarının gölgesi zeytinliklere düşer. Mescid-i Aksa'nın hemen yanı başına…Ben de buradan izlerim.
Her yerden insan gelir Kudüs’e de Gazze’den gelemez bir tek.
Geceleri de bir başka güzeldir benim şehrim. Şu mukaddes gökyüzüne dualar ulaşır mescitlerden. Gökyüzü ışıldar, adeta yıldızlar inci gibi parlar. Öyleydi, tüm bunlar eskidendi…
Şimdi gökyüzünde kıpkırmızı alev topları var, Onlar Gazze’ye düşer, orada ne varsa yok eder. Ağaçları, kaldırımları, evleri, yolları, hastaneleri, bebekleri, kadınları, yaşlıları.. Nefes alan, almayan ne varsa hepsini yakar yok eder.
Ben Zeytin, Kudüs’lüyüm, 560 yaşındayım. Son yıllarda şahit olduğum hikayeler elem, ızdırap dolu. Buranın insanına yapılanlar daha önce kimseye yapılmadı. Ne tanık oldum ne de bana bilgisi geldi.
Ben halimi size anlattım kendi dilimce siz de kendi dilinizce anlatın diye…
38 Yorumlar
Çok hoş bir yazı olmuş... Bereketli topraklardan gerçek yaşamlar.. Emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilTaşlar, ağaçlar,yer gök,melekler, tüm dünya insanları şahit bu zulme. Bir şeyler yapabilmek için kıyametin kopmasını mı bekliyoruz?
YanıtlaSilKök salmak deyiminin derinliğini hissettirdi. Üzüntü ve ümit bir arada yaşadığı çok güzel hikaye edilmiş. Emeklerinize sağlık.
YanıtlaSilZeyinün öyküsü Kudüslü öyküsü ve kendi öykülerimiz ne kadar da benzer
YanıtlaSilÇok çok güzel anlatılmış, ellerinize sağlık🇵🇸
YanıtlaSilYüreğin okurken dayanamadığı şeyleri yaşıyor o insanlar... Bir gün gelecek, o gün geldiğinde herkes yasanilanlarin sadece onlarla ilgili olmadığını bilecek... Kaleminize sağlık 🌺
YanıtlaSilDağ taş ağaç yer gök dile geldi de bir insan sustu. İnsan susunca konuşmak diğerlerine kaldı.
YanıtlaSilHüzünlenerek ağır ağır okudum. Gerçekten ağaçlar, hayvanlar dile gelse anlatacakları bunlar olurdu. Maalesef insanlar suskun
YanıtlaSilŞahit olmak ve bir şey yapamamak🥺 Bir ağacın bile dile geldiği zulme insanlık susuyor. Yazıkkkk
YanıtlaSilGözlerim yaşlı… Yaratılanların yaratılmış olması, insanların birbirini ve yaratılanları sevmesi için yeterli değil miydi?
YanıtlaSilKendi sonlarını hazırlayan bir topluluk…
YanıtlaSilBugünleri zihnimizden silmek hiç kolay olmayacak . Elbet hak eden hakkettiğini en şiddetli şekilde bulucaktır. Filistin’in çiçeklerini tekrar açtır ALLAH’ım…
Yazanın emeğine sağlık... 34 yaşındayım ve bu yaşta filistinle ilgili gerçekleri yeni öğrendiğim için çok utandım kendimden... Çok şükür hayattayken öğrenmek nasip oldu...
YanıtlaSilOkurken yüreği yanıyor da insanın ,bunları yaşatırken ne yazık ki kimsenin vicdanı sızlamıyor .
YanıtlaSilMelekler ağaçlar taslar hayvanlar butun ınsanlık şahit bu zulme. Bır agacın dıle geldıgı zulme insanlık susuyor 😪
YanıtlaSilGuzel yazi
YanıtlaSilAğacın, taşın toprağın ne çok şeye şahitliği var hocam, kaleminize, yüreğinize sağlık 💐 İnşallah mekanın gerçek sahipleri yeniden inkişaf edecek
YanıtlaSilÇok duygulandım :(
YanıtlaSilNe güzel anlatmış yaşadıklarını “Zeytin Ağacı.” Yüreğinize, kaleminize sağlık 🍃
YanıtlaSilBir ağacın gözünden bakabilmek
YanıtlaSilİnsanın zalimliğine de duyarsızlığına da akıl ermiyor :(
YanıtlaSilO topraklarda insanlar öldürüldüler... Başka topraklarda ise o insanlara sahip çıkan nice insanlar dirildiler...
YanıtlaSilALLAH hepsinden razı olsun...
Herkesin toplanacağı o süreye kadar herkesin doldursun heybesini... 'Bekleyin, bizlerde bekliyoruz''...
kendi dilimizce anlatmak nasip olsun inşALLAH
YanıtlaSilKuddüslü zeytin ağacı..nelere şahitsin! nelere şahit tutuldun.. Ne acılar yaşadın...iyi ki Rabbim var..her zulmun sonu var. hér zorbanın da bir hesabi vaŕ..
YanıtlaSil"Sen bir film değildin Filistin,
YanıtlaSilBu kadar izleyenin olmamalıydı.."
Son günlerin en güzel sözü..
Şahıt olmam ve bısey yapamamak 😪
YanıtlaSilAllah'ım yüreklerimize dayanma gücü ver... Böyle bir acıya şahitlik etmek düştü payımıza... Kardeşlerimizin acısından bize de pay ver🤲 Kaleminize sağlık 🌹
YanıtlaSilÇok samimi bir hikaye.. yüreği sızlatan 🌿
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı.. Ağaç gibi olmak var.. Daha nice şahitler var çok şükür.. Zeytin ağaçlarının da mutlu olacağı günlere kavuşma dileğiyle..
YanıtlaSilEllerinize sağlık
YanıtlaSilYürekler pare pare…
YanıtlaSilZeytin ağacının dilinden tatlı bi anlatım… Emeğinize sağlık ☘️
YanıtlaSilTüylerim diken diken.. Zeytinlerin de, kurtların, kuşların da bir gün konuşacağı o zamandan bir parça.. 🌷🥺 emeğinize sağlık
YanıtlaSilNe kadar da güzel anlatım olmuş. Olayları bir de zeytin ağacından dinledik...
YanıtlaSilHer şey elbet geçecek. Bize sabretmek düşüyor.
Teşekkürler 🍃
Şahit kılındı yer gök ve arasındakiler. Bir ağacın dilinden ne de güzel bir anlatım. O ağaçta gülüp eğlenip yaramazlık yapan çocukların neşesi cennette yankılanır insAllah. Elinize sağlık. İnsanın boğazı düğümleniyor okurken.
YanıtlaSilYahya Demir
YanıtlaSilRAB bim sizden razı olsun…
Her cümlesinde farklı anlam…
Her anlamdı kocaman hayatlar…
Ağaç dile gelse ancak bu kadar güzel anlatabilirdi. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilAğaç dile gelse ancak bu kadar güzel anlatabilirdi. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilNe bir ağaç gibi sessiz ve dik durabiliyoruz ne de söylediklerimizi RABbimizden başka duyan var. Duyduklarımız omuzlarımı büktü ama yüraklarimiz taş gibi sağlam dualarımızla filistin de olanlardan ve zalimin zulmunden RABbimize sığınıyoruz. Bugün darlıksa yarın bolluk olacağı bilinciyle. Boykot etmeye çalışıp yönümüzü gösteriyoruz. ALLAH yar ve yardımcımız olsun.
YanıtlaSilÇok güzel hikayelendirilmiş yaşanılan vahşet. Teşekkürler...