Yetiştirirken Sabredebilmek




Ozan’ın işyeri evine yakındı. Şirketin servisi de olmasına rağmen Ozan gene geç kalmıştı... 

Bunu alışkanlık edinmişti. “Nasılsa müdürü Aslı Hanım ona bir şey demiyor ve göz yumuyordu geç kalışlarına. Hatta onu koruyordu üstlerine karşı.” diye düşündüğünden daha iyi olmaya da gayret göstermiyordu. Nasılsa onu koruyan biri var diye umursamazlığını daha da ilerletiyordu Ozan. 

Şantiyede çalışan bir kızla beraberdi. Araları da her geçen gün daha iyiye gidiyordu. Artık sadece yemek aralarında değil iş saatlerinde de sık sık görüşmeye başlamışlardı. Zamanını onunla daha fazla geçirir hale gelmişti. İş yükümlülüklerini de aksatıyordu.

Aslı çok çalışkan ve çok marifetliydi. O kadar yoğunluğunun içinde hem kendi işlerini hem de Ozan’ın işlerine destek oluyordu. Hatta Ozan’ın yapması gerekenleri de yapıyordu. Bu onu çok yoruyordu. Ne yazık ki kendi işlerine bile yetişemiyordu. 

Aslı, Ozan’ın işlerine koştursa da, bu durumdan sürekli şikâyet ediyordu. Aynı bölümden arkadaşı Yıldız’a işlere yetişememesinden ve Ozan’dan dert yanıyordu gene. Yıldız, ilgiyle onu dinlerken detay sorular soruyordu. Ona cevap verirken düşünme imkânı bulmuştu. Yıldız haklı diye geçirdi aklından.

 

Nasıl bu hale gelmişti olaylar diye düşündü. Ozan işe ilk başladığında işlerini yapmaya çalışıyordu. Ama Aslı’nın istediği gibi olamıyordu. Tekrar tekrar anlatmak yerine, yetiştirebilmek için işi tekrardan yapıyordu. 

Kendisinin ilk günlerini hatırlayarak, her işin başında insan zorluk çeker ve yapamaz, diye düşündü. Aslında Ozan için bunu göz ardı etmiş olduğunu fark etti. Ve ne yazık ki Ozan’ın yapması gerekenleri kendisi yaparak onun işi öğrenememesine sebep olmuştu. Yani onu rahatlık tuzağına düşürmüştü.

 

Bazen çocuğumuza da böyle yapmıyor muyuz? Ayakkabısını bağlamasına sabredemeyip, kendimiz giydirmiyor muyuz?

Yemek yapmasını istediğimiz kızımıza soğanı doğrayamadığında kızıp, elinden alıp püfleye püfleye o soğanı biz doğramıyor muyuz? 

"Elime mi yapışır? Ben yapıvereyim yorulmasın.” diyerek bazen de onlara kıyamadığımız için yapmıyor muyuz?

Sevdiklerimizin problem yaşamaması için çırpınıp dururken, onların yapması gereken her şeyi iyilik olsun diye yapmıyor muyuz? 

Bizi yetiştiren, bizi güçlendiren, bize öğreten çözüm marifetimizi geliştiren şey karşılaştığımız problemlere çözüm bulabilmemizdir?

İnsan ne kadar problem çözerse o kadar marifetlenir der Deneyimsel Tasarım Öğretisi.


Bu kişiye göre, konuya göre de değişmez. Kim olursa olsun ve ne olursa olsun o problemleri çözdükçe marifetlenir. Ve her defasında da daha zor problemi daha kolay çözer hale gelir.Yani bir üst lige geçer.

Tıpkı insanın, birinci sınıfa başlandığında hemen havuz probleminin sorulmaması gibi. İnsan önce sayıları öğrenir, sonra da dört işlem yapar hale gelir. Zamanı geldiğinde de o havuz problemlerini çözer.

İşte aslında hayat da böyle işler…

İnsan sevdiklerine her kıyamadığında, aslında onlara yardımcı olmuyor. Hatta köstek oluyor. Bir sonraki soru için onların çözümsüz kalmasına yol açıyor. 

İnsan, onların payına düşeni yaparak değil de yanlarında bulunup nasıl yapacaklarını öğretirken yetiştirebilmiş olur.

İnsan, onlar bir soruyu çözmeye çalışırken buna sabır ederek destek olur. Ve onlar bu destek sonucunda, öğrenip güçlenirler.

Onlar emek harcarken, hayata hazırlanırlar. Ama onların yapması gerekeni bir başkası yaptığında onlar emeksiz kalırlar.

Her emek, onların yarınına büyük yatırım olur…

 

 

Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. Emek verdirilmeden çocuk yetişmiyor. Her şeyi üstlenmeyi marifet sanmışız hep ne yazık. Esas problemin sebebi olmuşuz bunu yaparken elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. İyilik başlığı altında yaptığımız yanlışlar 🥹

    YanıtlaSil
  3. Biz çocuğumuza kıyamıyoruz , ben 5 dakikada hallederim diyoruz çocuğumuzun yapması gereken şeyleri biz üstleniyoruz. Ve iyi bir şey yaptığımızda doğru bir şey yaptığımızı zannediyoruz. Gerçek Hiç öyle değil.

    YanıtlaSil
  4. Aman ona yapacağıma kendim 2dk da yaparım diye diye ne hallere düştük. Farkındalık için teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Aynı yaşıt 2 arkadaşın çocuklarına şahit olmuştum. Biri kaşık tutamayıp annesinin yedirdigi diğerinin kendisinin yediği. Kendisi yemeğini yiyen çocuk daha mutluydu, diğeri ise gereğinden fazla kaprisli.... insan çocuğumu yormayayim derken aslında daha büyük yorgunluklara gebe bir hayat sürmesini desteklediginin farkında değil... Ne düşünülmesi gereken bir konu olmuş kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  6. İyilik yapalım derken aslında marifetini elinden almak…

    YanıtlaSil