Yeni bir eve taşınmak,
Yeni bir işe başlamak,
Yeni insanlarla tanışmak,
Yeni yerler görmek,
Yeni bir şeyler öğrenmek,
Yeni bir başlangıç yapmak,
Yeni bir düzen getirmek….
Yeni!..
Çok hafif, hiç yormayan, yüzeysel hissetirmesine rağmen ne derin bir kelime…
Nasıl anlam yüklediysek, nicelerini de kapsayan bir kelime; heyecanı, isteği, enerjiyi, umudu ve biraz kaygıyı biraz da tedirginliği…
Bir şeyin YENİ’si bizi heyecanlandırır ve sabırsızlanırız. Daha iyi olduğu için mi, yoksa eskisinin faydası azaldığı için mi?
Elimdeki mi bozuldu yoksa istediğim keyfi mi vermiyor?
Eşyaları, arabayı, telefonu yenileriz. Daha moderni, moda olanı ya da bir üst modeli çıkmıştır. Elalemden geri kalmayalım, deriz.
Çünkü YENİ olandan beklentimiz çoktur. Eskisiyle yapamadıklarımızı, yeni olanıyla yapabileceğimizi zannederiz.
“Hele bir yeni dükkanı açayım, gör bak işler nasıl açılacak,”
“Yeni eve taşınalım da daha iyi bir çalışma düzenim olacak,”
Aslında bu bir yanılgıdır, kerameti YENİ olandan beklemek. Değişmeyen kendimi, eski BEN’i, her yere götürdükten sonra, yeni olan imkandır sadece.
Bazen de YENİ; bizim için ilktir, öncesi yoktur. Özen gösteririz, sarıp sarmalarız.
Eee yeni gelin evi?.. Çeyizi şıktır ve özenlidir.
Yeni damat?.. Saygıda, hürmette kusur etmez.
Ya YENİ doğan bir bebek, uzun süredir beklediğimiz bir ses, bir yumuşaklık, bir koku, kalbimizi ısıtan bir sıcaklıktır bizim için.
Bazen YENİ’ye çabuk alışırız. Daha ferah bir eve geçince orada uzun zamandır yaşıyor gibi benimseriz.
Yeni olan her şeye toleransımız da çoktur. Biliriz ki her yeninin içinde mutlaka bir acemilik vardır.
“Yeni evlisiniz olacak o kadar, henüz birbirinize alışmadınız” diye motive ederiz gençleri.
Kimisi de “dükkan daha yeni, müşterinin ayağı yeni alışacak” der ve kendi kendini motive eder.
Bazen de YENİ’si umut verir; umudu tükenmek üzere olan hastalara. “Son teknoloji bu; tıp çok ilerledi yeni tedavi yöntemi” diyerek moral buluruz kimi zaman.
Bazı YENİ’ler canımızı acıtır, bir ayakkabının vurması gibi.
Bazen YENİ’yi yadırgarız, yerine tam oturmayan bir protezin eğreti durması gibi…
Bazı YENİ’ler de tedirgin eder insanı; acaba çocuk yeni okuluna, arkadaşlarına alışabilecek mi, deriz?
Zira her YENİ; İYİ demek değildir.
Aldığımız yeni araba daha sağlamsa… Taşındığımız ev bir öncekine göre depreme daha dayanıklıysa… Uygulamaya başladığım yeni diyet, dünüme göre beni daha zinde ve sağlıklı yapıyorsa… Yeninin bir anlamı vardır.
Yenilediğim çalışma odamda, verimliliğime keyif de ekleyebilmişsem,
Kendime eklediğim bir marifet, beni dünüme göre daha başarılı yapmışsa,
Deneyimlerim olaylara karşı bakış açımı değiştirip genişletmişse,
Yeni tanıştığım komşum, insanların ihtiyaçlarına karşı daha duyarlı olabileceğimi bana öğretiyorsa,
Budur İYİ olan.
Her YENİ eskir. YENİ olanı, uzun vadede elimde tutmak istiyorsam, YENİ’yi ancak İYİ’ye dönüştürdüğümde hayatımda yer edinir.
Bazen YENİ’yi modern, mevcut olanı çağdışı zannederiz.
İhtiyaç gören ahşap bir beşik, tüm çağlara uyumlu değil midir gerçekte.
Çünkü sadece YENİ olan değil aynı zamanda İYİ olan da değerlidir.
Hayatımıza katacağımız tün YENİ’lerin aynı zamanda İYİ olması dileğiyle…
5 Yorumlar
Her yeni eskir... Ne kadar güzel bir yazı insanı iyiye ve faydaya yönlendiren... Yazanlara teşekkür ederim 💐
YanıtlaSilYeni olanı iyi olana dönüştürdüğü gibi, kendi hayatınında dönüşümünü iyiye çevirmesini bilmeli kişi…
YanıtlaSilKaleminize sağlık , yeni olan mi dün elimde olanı bugün daha iyiye dönüştürerek düne göre faydalı olarak toparlanıp ilerlemek mi .? İnce ve düşündürücü ve de çok kıymetli ... Çok teşekkür ederim . 🌹🌱
YanıtlaSilÇok mantıklı ve düşündürücü
YanıtlaSil“Her YENİ eskir. YENİ olanı, uzun vadede elimde tutmak istiyorsam, YENİ’yi ancak İYİ’ye dönüştürdüğümde hayatımda yer edinir.”
YanıtlaSilNe kadar da doğru bir yaklaşım
Teşekkürler 🌺