Hassas İrdelemek

Nakış yapar gibi oyuyordu o kalın ceviz kütüğünü…

Mehmet Usta mobilyacılığı taaa dededen öğrenmişti. Yemek masası, ahşap yer döşemesi, ahşap dolap, kitaplık gibi çeşit mobilyalar yapardı el işçiliğiyle. Marküteri ahşap mobilya.

En çok da ahşap yemek masası imalatını seviyordu. Üzerinde ahşaptan kesilmiş gül desenleri, lale desenleri, hatta minnacık papatya desenleri olan yemek masası… Hepsi tek tek tornadan çıkmış, ahşap bıçaklarla işlemiş … Ve bu işin olmazsa olmazı… Ceviz ağacından...

Nedir cevizin gövdesini bu kadar kıymetli yapan?

Ceviz ağacı çok dayanıklıdır da ondan mıdır ki kıymeti? 

Hele hele de bizim Karadeniz’in cevizi bambaşka. Yağmuru daha bol olan yerde suya doymuş olan ceviz ağaçlarının gövdesi daha da sağlamdır. Sert rüzgarlara, Karadeniz’in fırtınalarına direnir, güçlüdür…

O gövdeden yapılan mobilyaların pahası da yüksek olur.

Zaten öyle her marangoza da verilmez ceviz kütüğü. İşin sarrafı talip olur ancak …

Usta olan bilir gerçek kıymeti…

Ceviz işlemesi zor! Serttir. Ustalar çivi uçlu aletlerle, tornalarla oya oya işler cevizi …

Çok zahmet ister çok emek ister işçiliği…. O mobilya bitince de çok pahalıya gider… Özel müşterileri vardır ceviz işçiliğinin. Öyle her “ben de evime istiyorum“ diyen alamaz….

Mehmet Usta cevizin olgununu seçer… Yaşı çok önemli!

Hassasça algılar, denetler…

 

Daha işi baştan sağlam tutmak lazım. Cevizi seçince iş yeni başlıyor. Gövdesi iyice dinlenmiş,suyunu boşaltmış olacak… Tam kıvamında kurulukta olmalı, kıvamı tutmadıysa bekler o ağacın kurumasını.

Detayda sıkı denetim şart ki ustalık eseri olsun.

Mobilyanın desenleri de ayrı ayrı bıçaklarla yapılmalı... Papatya desenini keserken bıçağı hafif eğmek lazım, tam da doğru açısıyla. Dik tutarsan olmaz yoksa zamanla çatlar ağaç... El ayarını birkaç derece kaydırsan tekrar baştan yapman lazım gelir… 

Detayları hassasça anlamak lazım, işin sırrı detayında gizlenir. 

Mehmet Usta masanın üst tablasını adeta çiçek bahçesi gibi nakış nakış yapar yıllardır. 

Ama sanmayın ki sadece masanın görünen kısımlarında özen var. Masanın altı da tertemiz, dümdüz pürüzsüz olana kadar zımparalar. 

Görünmeyene özenmek hassas algılayanın işidir, ustalık ister.

Mehmet Usta bu işe çocukken başladığında sadece üzerinde gül deseni olan minik sehpalar yapmış aylarca. O deseni ustalaştırmış, sonra gülün yanına ahşaptan yaprak kesmeyi öğrenmiş. Zamanla birkaç yıl içinde gül bahçesi deseni yapabiliyormuş artık. 

Usta; detaydan bütüne ulaşır.

Elinde annanesinin bahçesinden kopardığı gül ile gidermiş atölyeye. Bir yandan çiçeği inceler bir yandan ağacı oyarmış. Baktıkça ayrı güzellikte detaylar fark ediyormuş. Gülün taç yapraklarındaki o mükemmel oranlarda yaratılmış ovallik... Katman katman iç içe taç yaprakların birbirini sarıp sarmalaması. Gülün taç yapraklarını açtığındaki uyum içerisindeki hareketi… İnceledikçe ayrı ayrı güzellikler, detayda zenginlikler fark etmiş.

Hassas irdeledikçe, algılamamız zenginleşir. 

Mehmet Ustanın yaptığı mobilyalar kimi zaman müzayedelerde satılır, kimi zaman da yalılardan özel sipariş alır. Bu işi piyasada yapan var elbette, zaten çoğu da Mehmet ustanın atölyesinden çıkmış, onun elinde yetişmiş. Çünkü Mehmet usta bu işin sırrın ulaşmış… 

Hassas irdeleyerek…