Sınırda Dolaşmak


Günler, aylar birbirini kovalarken mayıs ayı gelip çatmıştı. Pınar, tüm sene boyunca dersleri için yeterince çaba sarfetmediğinin farkındaydı. Bu yüzden de vicdan azabı çekiyordu. Bu hafta sınav haftasıydı. Matematik, Türkçe, Sosyal bilgiler… Sınavlara ramak kala derslerine çalışmayı alışkanlık haline getirmişti. Bir gece önceden başlıyor ve sınav başlayana kadar çalışıyordu.Beyni iyice çorba olmuştu. Neredeyse Türkçe sorularını hayat bilgisi cevaplarıyla cevaplayacaktı. Dışarıdan bakan birisi sınava kadar çalıştığını görüp onun çok çalıştığını sanabilirdi. Halbuki yetiştiremediği her konu için saniyelerle yarışıyordu. Notları bir kere okusa bile yeterdi. Üstüne soru çözüp, pratik yapmak için asla zamanı kalmıyordu. Bu yüzden de sınav haftaları kabus gibi geçiyordu.

İnsan ödemesi gereken bedeli zamanında ödemediğinde sonrasında misliyle ödüyordu.

Salı günü yapılan matematik sınav sonucu açıklanmıştı. 42,5 almıştı Pınar. Geçer not ise 45’ti. 

Ahmet Hoca’yla konuşmaya karar verdi ve kanaat kullanmasını isteyecekti. Ne de olsa 2,5 puandı eksik kalan. Öğretmenler odasına gitti ve “Ahmet Hocam biraz konuşabilir miyiz” dedi? Hocası Pınar’ın karın ağrısını anlamış gibi pek de istekli olmayarak yanına geldi. 

“Hocam bildiğiniz gibi sınavdan 42,5 aldım. Notumu 45 yapar mısınız?” dedi.

“Pınarcım senin geçer not alman için kanaat kullanırım fakat bu, senin bu dersi geçtiğini göstermez.” Pınar, hocanın cevabını tam olarak anlayamamıştı. 


Ahmet Hoca sakin ve şefkatli bir tavırla “Hayatta faydana olacak olaylarda, durumlarda arada derede, sınırda olmamalısın çünkü kanaat kullanılan yerde tehdit olur. Net olunan yerde tehdit işe yaramaz” dedi. Pınar’ın derdi 45 almaktı, hocası konuşuyor Pınar ise boş boş bakıyordu.

Anladım hocam dedi ama anlamamıştı. Ahmet Hoca da anlamadığının farkındaydı ama pek de üstelemedi. Gençleri sıkıştırmaya gelmezdi. Ne de olsa zaman en iyi anlatıcı değil miydi? 

Eve gitti, köşesine çekildi, uzun uzun düşündü. Hayatının toplamında hep sınırlarda gezmişti. Arkadaş ilişkilerinde, evi temizlerken, ders çalışırken, sohbet ederken hep sınırlardaydı. Neyi değiştireceğini biliyordu artık. Sıradaysa nasıl değiştireceği ile ilgili düşünmesi, rolü hak eden olabilmek için bedel ödemesi gerekiyordu.

“Şimdi 45 ile geçtin tamam da yarın ne olacak?” diye sordu kendi kendine. “Yarın hangi hocaya yalvaracağım? Böyle not dilenmekle okul mu biter be kızım!” diye de kızdı anne edasıyla. Basiti küçümsemeyin derdi hep Mehmet Hoca. Bir diğer yalvardığı ama asla geçer not alamadığı o Türkçe dersinin hocası… Basiti küçümsemeyin çocuklar yazın, her gün bir cümle yazın… Bir cümleyle nasıl bir kitap yazılırdı ki? Ya da bir metin. Oturup saatlerce yazmak gerekmez miydi? Pınar için 15 dakika masanın başında durmak o kadar zordu ki. Bu yüzden gecelerce acısını çekiyordu. 

Hem sadece derslerde de değil. Odasını her gün az az toplasa böyle kıyafet tepeleri oluşmazdı. Annesi uğraşmaktan yorulmuş olacak ki artık o da nadiren uğruyordu Pınar’ın odasına. Sonra hayalleri geldi aklına. İleride çok başarılı bir mimar olmak istiyordu. Kendi ofisi, projeleri olacaktı. Çiçek yetiştirdiği balkonunda misafirler ağırlayacaktı. Evinin tasarımını bile düşünmüştü. Sonra dönüp bir de odasına baktı, bir de masanın üstündeki dağınık notlara… Hayalindeki Pınar sanki içten içe kahkaha atıyordu. Sen mi yapacaksın bütün bunları der gibiydi. Ahmet Hoca’nın sözlerini bir kere daha geçirdi aklından. “Arada derede olmayacaksın… Net olunan yer…” Yani net olmalıydı, her seferinde yine sıyrıldım bu işten dememeliydi. Sıyrılmayacak kadar barajın üstünde olsa… O zaman hayallerine ulaşmaması için bir engel kalmazdı ki. “İyi de nerden başlayacağım?” diye düşünürken bir hapşırıkla bölündü. Galiba odamı temizlesem iyi olacak dedi gülümseyerek. 

Sınırlarda dolaşmadan netleşmek dileğiyle....

Yorum Gönder

13 Yorumlar

  1. evet gençler ilk söylediğinde anlamıyor. keşke söylenenler ilk söylendiğinde anlaşılsaydı

    YanıtlaSil
  2. Sinirlanda dolasmanin insanı yoran da tarafı var gerçekten. Yarım yarım bedellerle bir türlü ustalasamadiginda hep yorgun hep dağınık... Hayat bu dağınıklığı kaldırmıyor. İnsan bir yerde tokezliyor maalesef.
    Elinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkurler.. Sınırlarda dolaşmak, arada derede..cok güzel anlatılmış :)
    emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Sınırlarda olmayı çok güzel anlatmış. Bu şekilde hiç düşünmemiştim

    YanıtlaSil
  5. “Sınırda dolaşmamak…” Çok şey anlatan iki kelime…

    YanıtlaSil
  6. Sonu tebessüm ettirdi 😊 Emeğinize sağlık....

    YanıtlaSil
  7. Sınırlarda dolaşmamak👍🏻

    YanıtlaSil
  8. Rolünü hak edenlerden olalım inşallah

    YanıtlaSil
  9. Yapmadığını ve yapmadığını bilmek ve hala doğrusunu yapmamak. insanın içini kemiren bir şeydir. buna da vicdan yaptık deriz. oysa pişmanlığın dibidir

    YanıtlaSil
  10. Net olunan yerde tehdit işe yaramaz” ….hayatın her alanında net olabilmek

    YanıtlaSil
  11. Ne güzel anlatılmış. Azı küçümsemeden insan neler yapabilir bir bilse… bu farkındalık için teşekkürler🌺

    YanıtlaSil
  12. Her rolün hakkını verebilmek duasıyla 🌷

    YanıtlaSil
  13. Sınırlarda dolaşmadan netleşmek dileğiyle...
    Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil