“Arkadaşlar bugünkü anlatacağım konu beni çok etkiledi ve sizinle de paylaşmak istedim ve sağ olsun hocamız da izin verdi.” diye giriş yaptı Berk.
“Beni bilirsiniz, biraz tasarımcılık ruhum ağır basıyor. Çünkü hayatta her şey mükemmel olarak tasarlanmış ve ben bunları fark edip hayata uygulanabilirliğini keşfetmenin bilim olduğunu düşünüyorum.
Düşünün; bir fizikçi, bir biyolog, bir mühendis icatlarını nasıl yapar? Hani bizim “Aman onlarınki de çekilecek bir hayat değil. Çalış çalış nereye kadar? Hep laboratuvarda deneylerle uğraşıyorlar. Hiç bize göre değil!” diyoruz, değil mi?”
“Evett… Ben hiç almayayım. Beni kapalı yerler boğar zaten. Hele fizik problemleri beni daha bir boğar” dedi sınıfın en haylazı ama en çok soru soran öğrencisi Ali.
“Tamam o zaman Ali, hadi gel bugünkü sunumda arkadaşına sen yardımcı ol.”
“Tabii hocam. Arkadaşım için bilim adamı da olurum ne olacak” dedi tahtaya doğru gelirken.
“Teşekkür ederim arkadaşım. Bilim adamı olmana gerek yok ama şu flaş belleği tahtaya takıp dosyayı sunuma hazırlayabilirsin ben giriş yaparken” dedi Berk.
Doğa, en iyi tasarımlara ve en verimli yöntemlere sahip. Biz de hayatımızdaki zorluklara karşı çözümlerimizi bu yöntemlerde arıyoruz. Doğadaki kusursuz işleyiş, binlerce yıldır bu konuda bize ilham kaynağı oluyor. Esinlendiğimiz tasarımları, büyük teknolojik gelişmelerden gündelik hayatımıza kadar birçok alanda kullanıyoruz.
Mesela bir helikoptere baktığınızda yusufçuğa benzeyen yapısını görebilirsiniz. Çünkü helikopter, yusufçuk böceğinin özelliklerinden esinlenilerek tasarlanmıştır.
Ali “Hadi canım helikopter ve yusufçuk, yok yaaa!” dedi ama meraklanmaya başlamıştı bile.
“İkinci örneğimiz Japonya’dan” dedi Berk.
Japonya'nın hızlı trenlerini tasarlayan Eiji Nakatsu adlı mühendis, trenin daha hızlı gidebilmesi için balıkçıl kuşlardaki yöntemi fark eder ve bunu hızlı trene uygular. Gökyüzünden diklemesine suya çok hızlı dalabilen bu kuşların gagalarının hızı artırdığı tespit edilmiş. Eiji Nakatsu'nun aynı zamanda bir kuş bilimleri uzmanı olduğu bilinir.
Üçüncü örneği Ali okumaya başlamıştı bile…
Jet uçaklarını da mürekkep balığından ilham alarak tasarlamışlar. Bir jet motoru bir ucundan havayı emerken diğer ucundan büyük bir hızla dışarı bırakır. Motorlarının egzozlarından yüksek hızla çıkan hava özel kanallar aracılığıyla yere doğru püskürtülür. Bu sistemle Hamier uçaklar dikey iniş-kalkış yapabilirler. Mürekkep balığında cep benzeri iki açıklık bulunur. Bu açıklıklardan alınan su, kuvvetli kaslardan oluşan esnek bir torbaya alınır. Torbada arkaya doğru açılan kanaldan kasların kasılmasıyla kesedeki su büyük hızla kanaldan atılır ve düşmanlardan kaçabilmek için 32 km'ye varan hızlara ulaşabilir.“
Dördüncüyü de ben anlatayım istersen Alicim” dedi Berk muzipçe.
İsviçreli mühendis Georges de Mestral'ın kıyafetleri bir gün dulavrat otuna takılır. Kıyafetlerini bu bitkiden ayırmanın hiç de kolay olmadığını görünce hemen aklına bir fikir gelir ve bunu giyim endüstrisinde kullanmaya karar verir. Aynı kenetlenme sistemini oluşturur ve cırtcırt bantları şimdi astronot kıyafetlerinde de kullanılır hale gelir.
Ali artık kendi kendine örnekleri sıralamaya başlamıştı.
“Gemileri yunuslardan, uçakları akbabalardan, yüzme paletlerini balinalardan, teleskopları arı peteğinden, kar ayakkabısını tavşan ayağından, radarları yarasalardan, robot teknolojisini böceklerden ilham alarak yapmışlar.”
“Evet, arkadaşlar. Ali’nin de sıraladığı gibi doğadan esinlenerek geliştirdiğimiz çok sayıda örnek bulabiliriz. Buna ‘Biyomimikri’ denir.
Biyomimikri, hayatı taklit etmek anlamına gelir. Daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya olusturma amacıyla doğanın tasarım ve süreçlerini taklit eden bir yaklaşımdır. Günümüzde mimari, mühendislik, elektronik ve şehircilik gibi birçok farklı alanda uygulanıyor.
“Başında da söylediğim gibi insanoğlunun her an deneyim transferi yaptığı mükemmel tasarlanmış bir alemin kapılarını sizlere de aralamak istedim.”
Ali hemen atladı.
“Çok iyiydi, çok… Hocam bu kadar güzel bir konuya eşlik ettirdiğiniz için önce size sonra arkadaşıma teşekkür edip birkaç bir şey söylemek istiyorum izniniz olursa.”
“Tabii Ali. Zaten bu anlatım sizin için”
“Hocam, evet öyle çok araştırma yapmayı veya ders çalışmayı sevmem, bilirsiniz. Ama burada zaten çok çalışmaya gerek yok, onu anladım. O bilim adamları da sadece mükemmel bir yaratılmış olanı taklit etmiş. Böyleyse ben bilim adamı olurum, kolaymış. Eğer bu tasarımı görmek istiyorsak bence hayatı okumamız yeterli gibi geldi.”
“Haklısın Ali… Bunu size hep söylüyorum. Bu dünyada işinizi kolaylaştıracak her şey gözünüzün önünde. Yeter ki gözünüz yani bilinciniz açık olsun. Daha o kadar örnek var ki… Bunlar sadece bizim kullandığımız araç gereçlerdeki taklitlerimiz. Bir de insanın ilişkilerinde taklit edeceği o kadar mükemmel örnekler var ki, sorma gitsin Ali.”
“Bu konuyu da ben araştırayım, nereden başlasam daha kolay olur acaba hocam?”
“Bitkiler, hayvanlar, iklimler, gökyüzü, nereden istersin? Her yer senin için bir örnek. Her yerde bir deneyim transferi seni bekliyor.”
Ali yine “Hadi yaaa, çok iyiymiş. Gökyüzü ve ilişkiler…”
“Evet, hayatta her şey her şeyle ilişkilidir, görebilene.”
25 Yorumlar
Etrafımızda ne çok deneyim transferi fırsatı var... Emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilHayata bu gözle bakabilmek nasip olsun.. Elinize sağlık..
YanıtlaSilGerçekten de hiç farkında değilmişiz. Doğada daha nice örnekler var. Teşekkür ederiz bu farkındalığı yaşattığınız için. Yazı dizisi gibi olmuş, devamı gelecek mi?
YanıtlaSilGörünmez iplerle bağlığız görebilene
YanıtlaSilDeneyim transferi yapmak yapabilmek için örnek çok … yeterki egomuz müsade etsin
YanıtlaSilNe eğlenceli bir aktarım, çok güzel bir konuya değinip farkındalık oluşturduğunuz için teşekkürler 😊
YanıtlaSilYeter ki görebilmek için gözümüz, bilincimiz açık olsun…
YanıtlaSilHayvanlara bakıp uçak roket tasarlamak , deneyim transferi ile insanların geniş ilim yelpazelerini keşfetmek ne mutlu
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı...
YanıtlaSilAklı olan insan her şeyden deneyim transferi çıkartır” çok güzel anlatılmış
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel ellerinize sağlık
YanıtlaSilinsan yeterki çözüm odaklı olsun, deneyim transferi için ne çok sunum var görebilene. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilÇok güzel bilgiler... İnsan sadece taklit edebilir yaratılanı... Aynısı mümkün değil. Ama taklit bile ne kadar yol aldırıyor insana... Gerçeği sadece yaşamak düşüyor insanın payına. Gerçeği yaratmatacak/ yaratamaz. Yani annen yemeği yapmış, sadece yiyeceksin. Ama onda bile problemi bitmiyor insanın.
YanıtlaSil"Biyomimikri"... Yani "Doğadan deneyim transferi"... İsimler değişir ama gerçek tektir. okuyana, görebilene... Çok düşünebilme dileğiyle...
YanıtlaSilBilim diye diye bilmeyi zorlaştıran bir yapımız var hakikaten. Ben ne anlarım boş ver diyerek demek ki uzaklaştık gerçeklerden
YanıtlaSilgerçeğe her yaklaştığımızda hayat bize daha da kolaylaşır
YanıtlaSilDoğaya bakıp deneyim transferi yapabilecek bilinç acikligimizin olması dilegiyle, teşekkür ederim 💐
YanıtlaSilElinize sağlık. Çok güzel bir yazı. En iyi deneyim transferinin doğadan yapıldığını öğrenmiş olduk bu yazıda.
YanıtlaSilKısaca yeryüzünde yaratılanı severiz yaratandan ötürü ne kadar şükret sek yine azdır
YanıtlaSil"Gerçekten öyle ya..." dedirten bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSiloysa her türlü kopya serilmişti insanoğluna...
YanıtlaSilve insanoğlu kopya çekemeyenden kopya çekmeyi seçti...
çoğu...
pek azı hariç...
İrdeleyerek, merak ederek bakınca müthiş şeyler görülüyor doğada. Gerçekten bakabilmek, gerçeğe bakabilmek için gören gözlere ihtiyacımız var.
YanıtlaSilDeneyim transferi yapmak için okumak gerekir. Bitkileri, hayvanları , havayı, suyu, toprağı, insanı okumak gerekir. Benzerlik bulmak ve iliskilendirmek problem çözmemiz de yardım eder.
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🍀
YanıtlaSil