Oyunun Değişmeyen Yasaları

                                    

Berke, kalabalık bir ailenin en küçük çocuğuydu. Tam altı kardeştiler. Dört ablası, bir tane de ağabeyi vardı. Berke’nin ailesi kalabalık olduğu gibi, kuzenleri de çok fazlacaydı. Berke’nin babaannesi vefat edince, dedesi hem yaşlı hem de yalnız kaldığı için Berke’lerle beraber yaşamaya başlamıştı. O yüzden her bayramda Berke’nin ailesinin evinde cümbür cemaat buluşur, tam bir bayram havası olurdu. 

Nitekim bu zamanlar da öyle zamanlardı. Kurban Bayramı yaklaşıyordu! Berke’nin en sevdiği bayramlardan biriydi. “Ah, keşke Kurban Bayramı olsa da babamla, dedemle gidip koyunları seçsek, ben de onların peşinden koştursam.’” diyordu. Ama sevmediği ufak bir şey vardı: Küçük kuzenleri. Berke evin en küçüğü olduğu için ailesinin gözbebeği, nazlı çocuğuydu. Ama kendisinden küçük kuzenleri evi, Berke’nin deyimiyle “işgal ettiklerinde”, annesinin düzeltmesiyle “misafirliğe geldiklerinde”, Berke’yle abisinin odası oyun odasına dönüşüyordu. Berke oyun oynamayı severdi, sevmediği şey bu değildi. Küçük çocukların oyun oynarken sürekli mızıkçılık yapmasıydı. Bir türlü oyunu kurallarına göre oynayamıyorlardı. Geçen sene, Berke artık duruma dur demek için her oyunun öncesinde kurallar kitabını okumuş, herkese kuralları öğretmişti. Ama nafile… Bir noktadan sonra yine küçük kuzenleri kuralları beğenmeyip kendi istedikleri gibi oynamış, Berke de sinirlenip babasıyla et ayıklamaya gitmişti. Bu sene ama farklı olacaktı, çünkü Berke kararlıydı. 

Nihayet zamanı gelmiş, halaları, amcaları evde toplanmış ve tabii ki kuzenleri de gelmişti. 

“Berke’ciğim haydi kuzenlerini odana götür. Ben size oyunlar hazırladım. Beraberce oynayın.”
“Tamam anneciğim. Haydi! Gelin, gidelim.”

Berke’nin annesi halının üzerine bir örtü sermiş, üzerine de legolar, kartlar, kutu oyunları… Aklınıza gelebilecek ne varsa koymuştu. Tabii ki kuzenlerin gözleri parlamış ve oyunlara hücüm etmeye hazırlanmışlardı.

 

“Hop! Orada durun bakalım! Herkes önce bir sıra olsun. Evet, şimdi! Biliyorsunuz değil mi? Hayatta değişmeyen bazı yasalar vardır.” dedi Berke.

“Nasıl yani, ne yasaları?” dedi küçük Emre.

“Mesela her gün güneş doğudan doğuyor ve her gün de batıdan batıyor öyle değil mi Emre?” diye sordu Berke.

“Evet öyle.” dedi Emre. 

“Veya suyu ocağa koyduğumuzda belli bir ısıdan sonra kaynıyor değil mi? Halam koyduğunda hiç kaynamadığını gördün mü sen Melis?” diye küçük Melis’e sordu.

“Hayır Berke Ağabey, görmedim. Annem hep kahve yaptığında kaynıyor.” dedi küçük Melis.

“Heh işte! Mesela sen geçen sene bahçede salıncaktan düştüğünde dizin yara olmuştu, kanamıştı değil mi Mehmet? Hiç yara olup da kanının mavi aktığını gördün mü?” dedi Berke.

“Ha ha, mavi kan olmaz ki? Kan kırmızıdır Berke Ağabey.” dedi küçük Mehmet.

“Eveeet! İşte hayatta böyle değişmeyen yasalar vardır. Oyun oynamanın da bir yasası, bir kuralı vardır. Hepimizin keyif alabilmesi, adil olması ve ne zaman, nerede, kimlerle oynasak aynı oyunu oynayabilmemiz için de bu kurallara uymamız gerekir. Nasıl su kaynıyorsa, güneş doğuyorsa, kan kırmızı akıyorsa bizim oyunlarımızın da kuralları sabit olmalı. Birimiz kaybediyor diye mızıkçılık yapıp, diğerimizi üzmek olmaz. Bu adaletli olmaz. Anlaşıldı mı?”

“Anladık Berke Ağabey!” dedi bütün çocuklar.

“Berke Ağabey, artık oyun oynayabilir miyiz? Ben çok sıkıldım. Söz dinleyeceğiz seni bu sefer.” dedi Mehmet.

“Tamam tamam :) Hadi bakalım koşun oyuncaklara!” 

Yorum Gönder

20 Yorumlar

  1. Kaleminize sağlık ne güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Hüsna Şule A.14 Mayıs 2024 23:40

    Kaleminize sağlık… Tam tutarlı olmakla ilgili düşünürken yazıyı okumam çok iyi oldu 😊 Farklı bir bakış açısı ile anlatım maşALLAH…

    YanıtlaSil
  4. Hayatta değişmeyen bazı yasalar vardır… Hatırlarıcı güzel bir yazı…

    YanıtlaSil
  5. Her şeyin kuralı var, kurallara uymuyoruz sonra da olmuyor diye şikayet ediyoruz..

    YanıtlaSil
  6. Elinize sağlık çok etkilendim

    YanıtlaSil
  7. Oyunun kuralları! Hayatin kurallari! Niye var kurallar? Olmasa ne olur? u düşündurten guzel.bir yazi🌻

    YanıtlaSil
  8. Yasalara uygun yaşamak hayatı kolaylaştırır ken insan neden zoru seçer...

    YanıtlaSil
  9. Kuralları çocuk büyük farketmeden anlatabilmek 🤗 Kaleminize sağlık 🤗

    YanıtlaSil
  10. Yasalara uyumlu olmak hayatımızı kolaylaştırıyor

    YanıtlaSil
  11. Yaşaya uyumlanabilmek ne kıymetli, emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  12. Yasaların olması ne kadar kolaylaştırıyor işleri, zihnimizi…

    YanıtlaSil
  13. Bazen insanı korkutur hayatın kurallarının olduğunu bilmek.... Hele de kurallara karşı doğuştan çiğnemeye meyilli olanlar için... Sonra bir bakmissin ki o yasalar hayat kurtarır başta zevkli değilmiş gibi gelse de bir bakmışsın bulmaca çözmek gibi olmuş hayat... Keyifli eğlenceli, neşeli... Ve daha da az canın yanmaya başladığında anlarsın iyi ki yasalar var😊🌺 Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kuralların hayatımızı kolaylaştırdığını keşke bilsek, hatırlasak ve uygulasak 🤗
      Bazen de o kurallarda esneye bilsek 😎

      Sil
  14. Kuralına gore oynamak kaosu7 engelliyor. Ama hiç mızıkçılık yapan olmayınca da oyunun tadı olmuyo. :)) hayat kuralda ısrar edenle biraz mızıkan yan yana gelip gülerek olaylara çözüm bulabildiğinde çok tatlı oluyor. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  15. Bedellerinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  16. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  17. :) Hayatın kurallarını bir oyun kuralları gibi görebilmek, ve kurallarına göre oynayabilmek dileğiyle :)

    YanıtlaSil
  18. Hauatın yasalarını her yerde uygulayabilmek dileğiyle... Elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  19. Mızıkçılık etmeyen oyun arkadaşlarınızın olması duasıyla...Nazik

    YanıtlaSil