Üç saat kalmıştı toplantıya, kalbi yerine sığmakta zorlanıyormuş gibi atıyordu. Üç yıldır gece gündüz çalışmıştı bu bölümde proje müdürü olabilmek için. “Şimdi sana verdiğim şansı iyi değerlendir, sakın eline yüzüne bulaştırma” demişti patron akşam çıkarken.
Çok çalışmak değil ama bu patron çok yoruyordu Hale’yi. Ne demekti şimdi; “Sakın eline yüzüne bulaştırma” zaten başarılarına güvendiği için vermemiş miydi bu sorumluluğu ona diye düşündü. En söylenmeyecek şeyi en başta söylemekten hiç çekinmeyen, suya gitmeden testiyi kırarsa diye tokadı peşin atanlardandı patronu...
Bazen takılmıyordu patronun bu hallerine ama beyninden alevler çıkarken ne dese dayanamıyordu. “Şu teslim bir bitsin çıkacağım buradan. Pazarda limon satsam kazanırım rızkımı, bu kadar strese değmez üç günlük dünyada…” diye düşündü.
Genelde teslimden sonra da unuturdu yaşadığı stresini, fakat bu sefer çok farklıydı. Çünkü bütün sorumluluk ondaydı. Dosyada gözünden kaçan bir şey varsa toplantıda onun açıklaması gerekecekti. Ya rezil olursam diye içi pırpırlanırken, “Şimdi anlıyorum Ayten ablanın toplantı günleri neden rüzgâr gibi estiğini “diye düşündü.
Okan, “Koridora kadar sıçramış ateşin” derken, gülerek girdi stüdyoya.
“Haklısın çok stresliyim. Ne kadar zormuş ya koca projenin sorumluluğu. Çalışmak kısmı da yordu ama ya sorduklarına cevap veremezsem, rezil olursam diye gerildim” diyerek açıklama yaptı arkadaşına.
“Cevap veremezsen ne olur?” diye sordu Okan. Birden durdu Hale. Yaptığı işi bırakıp sandalyesine düşercesine oturdu. Sabah koyduğu çay duruyordu hala, buz gibi olmuş çaydan bir yudum aldı. “Gerçekten ne olurdu?” diye düşündü…
Bazı insanlar diğerlerinin söylediklerine çok önem verirken, bazıları da kimsenin söylediğine takılmaz. Bazıları her durumda kimseyi kırmadan konuşmaya çalışırken, bazıları da doğru bildiğini olduğu gibi söyleyip geçer. Bu farklılıklar bizi sinirlendirirken aslında bir arada tutup bizi geliştirir. Kendisine benzemeyene sinir olmak yerine yapamadığı ama karşısındakinin iyi yaptığı neleri var'ı görebildiğinde insan, işyerinden de, çalıştığı kişilerden de keyif almaya başlar.
“Offff Okan. Şu an da filozofluğun hiç sırası değil oyalama beni” diyerek projenin son kontrolüne devam etti.
Merdivenlerden inerken kendine şu soruyu sorarken buldu;
“Cevap veremezsem ne olur ki?”
Pazarda “Gel vatandaş gelll” diye bağırarak limon sattığı sahne geldi gözünün önüne ve yüzüne kocaman bir gülümseme oturdu. Şimdi kendini daha iyi hissediyordu.
36 Yorumlar
Sınavını kendi seçen bizlere güzel bir farkındalık yazısı olmuş…
YanıtlaSilEllerinize sağlık
YanıtlaSilNeyin neden önemli olduğunu bildikten, anladıktan ve irdeledikten sonra insanın işi daha kolaylaşıyor...
YanıtlaSilNe güzel gülümseme hayata seçeneklere. Ben de eşlik ettimmm. Teşekkürler
YanıtlaSilOkurken devamını merak ettim. Bir an roman okuyormuş gibi sonuca dair tahmin yürüttüğümü fark ettim. Sonuna geldiğimde de yüzümü kocaman bir gülümseme kapladı. Güncel iş hayatına dair yaşanan duyguları kaleme almışsınız. Benide geçmişime götürdü. Ne kadar anlamsız şeylere takıldığımı düşündüm. O günlerde üzüldüğüm şeylere şimdi tebessüm ediyorum. Kalemimize sağlık
YanıtlaSilAa beni anlatmışsınız... :)
YanıtlaSilHer plaza kadınının zihninde evlenip evinin kadını olmak var artık🤣🤣 hepimiz bıktık bu patronlardan…
YanıtlaSilDi mi?
YanıtlaSilCevap veremezsen ne olur?
Kötü not alsan ne olur?
Beğenmese ne olur?
Uğraşından sonra sana ne!
Sonuç seni bulur;)
Elinize sağlık…🌻
Ne kadar da büyütüyor insan problemini...ne olabilir ki yani?... :) Emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilNe vardı ki insanlar beğenmeseydi seni
YanıtlaSilNe vardı ki insanlar seni iyi düşünmeseydi
Küçük düşseydin orada
Sen seni iyi yapan değerlere tutundukça
Ne önemi vardı onların
Ne önemi vardır onlardan gelenin
Dimi razı olan bizden ve yaptıklarımızdan razı olduktan sonra, onu razı ettikten sonra ne önemi vardı diğerlerinin...
SilTebrikler ... Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilDeneyimsel öğreti öyle bir cool yapıyor ki insanı
YanıtlaSilBilinç açıcı soru sorabilmek bir marifettir ilim gerektirir. Çok kıymetlidir…Cevap veremezsen ne olur ki? …
YanıtlaSilÇalışanların hep hatırlaması gereken bilgilerin bulunduğu, çok güzel bir Yazı olmuş emeğinize sağlık
YanıtlaSilBaskı anında bilinci kapanıyo insanın o an hiç bitmeyecekmiş gibi. Çok üstüme geliyorlar dediğimiz yerlere bir baksak onlarmı beni germiş ben mi gerilmişim:)
YanıtlaSilYanıtlayamazsan ne olur? Ne kaybedersin? Ne kazanırsın? insan kendine sormalı ve bilincini açmalı.
YanıtlaSilMesele yaptığımız işi iyi yapabilmek, başkaları için değil önce kendimiz için… 🌷
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🤗
YanıtlaSilİnsan sebeplere odaklandığında endişesi de sebep odaklı oluyor. Sebeplerini yerine getiydiysen sonuç olmasa ne olur ki? Allah adaletli değil mi? ;) Mutlaka karşılığını alır insan başka zamanda başka yerde ✨👏🏻 emeğinize sağlık..
YanıtlaSilEllerinize sağlık
YanıtlaSilKazanmak kadar kaybetmek de var hayatta. Ve insan çok kazanmak isterken neyi kaybedeceğini bilemez... Neyi kazanacagini ve kazandigina karşın neyi kaybedecegini iyi bilirse aslinda o kadar da stresli olmaz insan....
YanıtlaSilSen değiş dünyan değişsin :)
YanıtlaSilHayatta insan bazı şeyleri çok büyütüyor. Kaybedersem ne olur? Sınavı kazanamazsam ne olur? Bu soruların cevabı aslında insanın kendisinde. Elinize sağlık düşündürücü bir yazı olmuş.
YanıtlaSilSonuçları kontrol etmeye çalışmak ne kadar anlamsız ve yorucudur..
YanıtlaSilCevap vermezsem ne olur 😊 Limon satma gülümsetti :)
YanıtlaSilSebeplerimizi oluşturduktan sonra gelen rahatlık. Her baskı anında bizi böyle düşünmeye itecek şeyler sormalıyız kendimize
YanıtlaSilİrdelemenin önemi… 🌱 hayat koşuşturmacasında ne de düşünmekten uzak kalıyoruz bazen… Çünkü Hakikaten, “ne olurdu ki?”
YanıtlaSilİnsanoğlu hırs ve azimi karıştırabiliyor. Doğru sebepler yerine getiren insan bu denli tepkisel olmuyor. Hırslı insan çok aktif ve endişeli olabiliyor. Emeğinize sağlık 💐
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsınız,elinize sağlık
YanıtlaSilPazarda limon satmak aslında patronların hayalidir.:)
YanıtlaSilFarklılıklar zenginliklerdir. Takılmadan insanlara farklı olanı tehtid değil zenginlik olarak algılamak bizi daha mutlu yapar
YanıtlaSilFarklılıklar zenginliklerdir. Takılmadan insanlara farklı olanı tehtid değil zenginlik olarak algılamak bizi daha mutlu yapar
YanıtlaSilNe olabilir ki… :)
YanıtlaSilİnsan o duygu aktifliginde bu soruyu kendine bir sorabilse😊Ne olur ki? Kaleminize sağlık 🌺
YanıtlaSilÇok güzel bir noktaya değinilmiş öncelikle ellerinize sağlık. İnsan para kazanma kaygısından dolayı rızkı verenin kim olduğunu unutabiliyor, ya da iş yerinin aslında bir seçenek olduğunu unutabiliyor.
YanıtlaSil