Kimin Kapısını Çalarsın?


İnsan bu hayatta ilişki kurar.
Hem de çokça, çeşit çeşit…

Bazı ilişkiler yalnızca “Selam” boyutundadır…
Göz teması kurmak zorunda kaldıkça, selam verirsin… 
Bir güvenlik görevlisine, yoldaki teyzeye…

Bazı ilişkileri ise dönemliktir…
Tıpkı lise arkadaşlıkları gibi…
O dönem yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmezken, okul bittikten sonra ayda yılda bir görüştüğün kişi olur…
Yıllar içinde, onun hayatından daha da bi’ haber kalırsın…
Yıllar geçer, iş kurduğunun haberini alırsın, tebrik edersin…
Biraz da geçer, çocuğu olduğunu öğrenirsin, tekrar iletişim kurarsın…
Bir zaman sonra, cenazesi olur, baş sağlığı dilersin…
Ama nihayetinde artık ilişkiniz, bu kadarlıktır.

Bazı ilişkiler, insanın ailesidir kanıdır…
Onların içine doğmuş ve onların kültürüyle harmanlanmıştır…
Bazıları ise, ailesi olmamasına rağmen… Ailesi gibidir…

Bu sefer kendisi, kendini onlarla harmanlamak ister… Yanlarında kendini çok rahat hisseder, sözcüklerini seçmesine gerek kalmaz…

Bazı ilişkiler ise gönül işleridir…
Eşidir, dengidir…
Ona hissettikleri daha farklıdır…
Hayatının neredeyse her anına şahit olmasına izin verdiğidir… 
Yol arkadaşıdır…

Peki… Sizce kimdir insanın en yakını?

Başına bir iş gelse, ilk kime koşmalıdır?
Hani derler ya… “Gece başınıza bir iş gelse, ilk kimin kapısını çalarsınız? Kim sizi her an içeri almaya hazırdır?”
Sahi, hakikaten kimin kapısı çalınmalıdır?

Sonuçta insan bu, bir yerde hep kendini düşünen bir canlı…

Ne kadar ailen de olsa, canın da olsa, dostun da olsa, eşin de olsa…
Baskı anlarında, herkes… 
Kendine eğilim göstermeye meyillenir…
Baskılara dayanıklılığı ne kadar azsa,
O kadar hızlanır bu meyil…

Peki, o zaman…
Kim olmalıdır en yakınımız?

Kimdir hakikaten dayanılmaya layık olan?
Her şekilde, her şartta güvenebileceği… Hep kendinden yana olduğuna emin olabileceği?
Hatta bir ipucu vereyim, ‘bu dünyada başımıza gelen her şey, O’nun izniyle gelir.’ Ve bir zerre iyilik ya da kötülük, O izin vermeden de bizi bulamaz.

Kimdir dertleşilmeye en uygun olan?
Derdini bile anlatmana gerek kalmadan, anlayacak olan?
Hatta bir ipucu vereyim, ‘zaten derdini de gönlüne koyandır O…’ Hem de hissedeceğin miktarın oranına kadar…

Kimdir en özlenmesi gereken?
Evine geldiğinde ilk selamlaman gereken…

İlk, özlem gidermen gereken…
Kavuşmayı en dört gözle bekleyeceğin…
Hatta bir ipucu vereyim, ‘aslında O sana kendisiyle ilgili özlem bile duydurmayandır…’ Çünkü her bir an, her bir saniye, her bir sahnede zaten şah damarından da yakında olandır…

İşte insan en yakınını doğru belirlediğinde…
Geri kalan tüm ilişkileri O’nunla anlam bulmaya başlar…

Sorumuzun cevabına da gelirsek…
Biz ne zaman, RAB’ bimizin kapısını çaldık da, açmadı ki?

Yeter ki biz o kapının eşiğinden hiç ayrılmayalım…
Yeter ki yaptığımız yanlışları RAB’ bimizden büyük sanmayalım…
Geri dönülmez sanmayalım…
Yeter ki, O’ndan ümidimizi hiç kesmeyelim…

Çünkü O her daim,
O kapının arkasında bekliyor ve çalmamızı istiyor…

Ama biz; gözümüzde yaşlar, kalbimizde samimiyetle… 
O kapıyı çalmayı bilemezsek… 

O başka tabi…

#insanın #en #yakını

Yorum Gönder

3 Yorumlar

  1. Gözümüzde yaşlar kalbimizde samimiyetle... O kapıdan ayrılmayalım 🤲🏻🌸

    YanıtlaSil
  2. Çünkü O her daim,
    O kapının arkasında bekliyor ve çalmamızı istiyor…
    Ama biz; gözümüzde yaşlar, kalbimizde samimiyetle…
    O kapıyı çalmayı bilemezsek…
    O başka tabi… :(

    YanıtlaSil
  3. İnsanın en yakını kimdir?
    Cevabını bildiğimiz ama unutttuğumuz ya da bilmiyormuş gibi davrandığımız bir soru…
    Çok güzel, farkındalık oluşturan bir yazı
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil