“İyi ki doğdun Eda!”
“İyi ki doğdun Tolga!”
“Mutlu yıllar sana!”
“Nice mutlu yaşların olsun canım...”
“Yeni yaşın sağlık mutluluk getirsin...”
Ne güzel bir hatırlanmadır o an. İnsanın yüzünü gülümsetir, mutlu eder.
“Doğduğum günü kutlayan birileri var, ne hoş” diye geçer içimizden. Bir gelenektir süregelen...
İnsanın doğduğu gün neden bu kadar önemlidir acaba? Neden özel günler kategorisine girer? Evet, doğum günü pastasını yemek ayrı bir keyiftir; o ayrı :)
Oysa mesele her sene o doğum gününün kutlanması değildir. İnsanın bir gün takıntısı yok aslında. İnsan sevgisini, verdiği değeri karşı tarafa gösterebilmenin bir yolunu arar. Onu ifade etmenin bir yolu olmalı diye düşünür. O doğduğu için o gün anlamlıdır. Ertesi gün doğsaydı o zaman da o güne değer verilecekti. Mesela anlamı olmayan bir gün; çocuğu olunca o ebeveynler için anlamlı olur.
Sevdikleri için, hayatına anlam katanlar için takvimlerini işaretleyen, telefonuna hatırlatıcı koyan pek çok kişi vardır değil mi?
Peki insanın kendi doğduğu günü kıymetli yapan şey nedir?
Neden önemlidir var oluşumuz? Çünkü anlamdan o zaman bahsedebiliyoruz değil mi? Altıyla üstüyle, sağıyla soluyla bizim hayatımız sonuçta. Bize haz, bize acı, bize fayda, bize zarar barındıran nice şeyle doludur. İçinde çabalarımız, mücadelelerimiz olduğu için acısıyla zararıyla bile olsa anlamlıdır bizim için. Faydalı ve keyifli olması tercihimizdir tabi.
İlk insan yaratıldığından bugüne kadar değişmeyen şey, hayatın inişli çıkışlı olmasıdır. Düpedüz bir hayat yoktur, her yeni an yeni bir deneyimdir. Nasıl tepki verdiğimize göre değişen, dönüşen bir yaşamın içindeyizdir. Karşılaştığımız öykülerin lehimize mi aleyhimize mi olduğu verdiğimiz kararlara göre değişir... Anlamı da…
Hayatımızın şekillenmesi, gidiş yolu bizim elimizdeyse biz neye göre kararlar almalıyız öyleyse? Anlamını neye göre yükleyelim? Nasıl bir var oluşumuz olsun, nasıl bir “Ben” koyalım ortaya? Bunun doğru yolunu nasıl bulabiliriz?
İnsan nasıl daha az yanlışla daha mutlu yaşar?
Nasıl gerçek kurtuluşa ereriz?
İnsanı bu dünyasında da , sonrasında da mutlu edecek şey aslında eline verilmiş.
Eline verilmiş ama ne kadarımız farkında verilenin değerinin?
Ne kadarımız kıymetini biliyor bu Kurtuluş İkramı’nın?
Ben doğdum, eşim doğdu, evladım doğdu… Ne mutlu, iyi ki… Ama bizim “iyi ki” dememizi sağlayacak olan şey nedir? İçlerinde ne taşıdıkları… Hayatımıza kattıkları… Peki o içinde taşıdıklarının kaynağı ne; daha iyisi olabilmelerinin kaynağı ne? Çünkü ben veya onlar iyi olursak iyi bir yaşam olacak. O zaman iyi ki doğdum, iyi ki doğdun, iyi ki yaşıyoruz…
İşte o kaynak…
Yaşantımızın lezzetli olmasını sağlayacak bilgiyi taşıyan,
Doğmamızın, varoluşumuzun anlamını anlatan,
Sorulara doğru cevaplar vermemizi sağlayacak yolu gösteren…
Doğumumuzu, yaşamımızı anlamlı kılacak o kutsal kitabın doğduğu güne,
Yani Kuran’ı Kerim’in indirildiği, insanlığa ikram edildiği o kutlu geceye,
Kim yakalarsa o gecenin ibadetlerinin çok kıymetli olduğu Kadir Gecesi’ne…
Ne kadar değer veriyoruz?
Hepimizin doğum günü olan o gece, Kadir Gecesi…
O gece sadece Hz. Muhammed doğmadı, o gece insanoğlu yeniden doğdu…
İnsanın doğumunun anlamı Kuran’ın gönderilmesinin anlamı kadardır.
Asıl kutlu gün bugün!
Kadir Gecesi’ne erişebilmek duasıyla...
5 Yorumlar
Şükürler olsun yeniden doğuşumuzun başladığı o güne🌸
YanıtlaSilKadir Gecemiz mübarek olsun🤲🏻
Ah ne de güzel anlatılmış… Hakikatten gerçek doğum günümüz, gerçek değer gördüğümüz günümüz… aslında Kadir gecemiz… RAB bimizin ne kadar ikramlı olduğuna da yeniden bir delil… inşALLAH hayırla, Kadir gecemizi yakalayabilmek duasıyla 🌿
YanıtlaSilAminn 🤲
YanıtlaSilGerçek kurtuluş gününe erişebilmek... Ne güzel olur :)
YanıtlaSilDoğuşumuzu anlamlandıracak yaşanmışlıklarla dolsa hayatımız, keşke.
YanıtlaSil