Bağ


forest, orman, orman yürüyüşü

Usul usul yürüyordu sabahın erken saatlerinde ormanın içerisinde. Etrafında birçok eski ve köklü ağacı izleye izleye… Kimisi bodur, kimisi heybetli, kimi yaşlı, kimi halen körpe görünümlü… Her birinin ortak özelliği köklenmiş olmaları ve sıkı sıkıya bağ kurmaları idi…

Aklına çevresindeki insanlar geldi. Kurulan veya kurulamayan, yarım kalmış veya yıpranmış farklı ilişkileri düşündü. Bir insanı bağlayan ne var ki bu hayatta? ‘Neler neler yok ki’… 

Yaratılan her şey görünen ve görünmeyenler ile birbirine bağlı değil miydi? Varlığını devam ettirebilmesi için her şeyin birbirine sıkı sıkıya bağlanması gerekmez miydi? Aksi takdirde dağılıp ayrılır, cılız kalır en ufak baskıda yok olup giderdi. Ancak sıkı bir bağı kurabilirse ayakta kalabilir zaman içerisinde de güçlendikçe güçlenirdi. 

Ağaçları ayakta tutan kökleriyle bağlandığı topraktı mesela. Henüz daha tohumken kopup ayrılsaydı o topraktan dönüşebilir miydi bir fidan koca bir ağaca? O bağ kurduğu toprak sayesinde ayakta kalabildi. O rüzgâra, o soğuğa, o sıcak kuru havaya rağmen… Ve her biri birleşip de oluşturabildi geniş ormanları.   

 

Bir tohum topluluk olabildi de, insan birleşip toparlanabildi mi?

Aslında evladın aileye, devletin vatandaşa, köy halkının köy liderine yaklaştığı nokta değil miydi? ‘Birleşme’…

 

Gözle göremediğimiz o küçücük bir atom birleşti ve bize hayat veren maddeleri oluşturdu. Tek başına yapabilir miydi ki bunu. Bir şeye mutlaka bağlanıp tutunabilmeliydi. Bağlanmak, birleşmek zorundaydı ki dönüşebilsin en iyisine, en güçlüsüne ve en fayda verebilecek olabilene. 

Havaya, suya, toprağa, ateşe… 

Hidrojen ve oksijen atomu yakabilen maddelerdir.

Tek başlarına kaldıklarında da kullanılacak birçok alanları var. Ancak iki hidrojen tek bir oksijen atomu ile birleşince, hayatın yaşam kaynağı olan suyu oluşturur. Hayatın olmazsa olmazını…

Bağlanarak, birleşerek dönüşebilir en temel ihtiyaca… 

Peki, insanoğlu neye bağlandı da bir ihtiyaç giderebildi çevresinde?

Yaratılan her şey boşuna çift yaratılmamıştı. Tek olan eksilebilir iken ancak birleşen bir olandan üstün olabiliyordu. 

İnsan birleşerek yeni bir canlının doğumuna vesile oluyordu. Bu birleşmeyle ana rahmine düşen, daha doğmadan bağ kurmaya orada başladı annesiyle. İhtiyacı olan oksijeni, kanı o bağ sayesinde sağladı ve yaşama gözlerini açtı.

 

Peki, doğumdan sonra insan neye bağlandı hayatta?


İnsanoğlu kimi zamanda isteklerinin bağımlısı oldu. İsteklerinin peşinde koşarken duygularını da aktifleştirdi. Duyguların insan hayatında önemli işlevleri ve kimyası vardı elbette. Bu kimya da vücudumuzun en önemli yapı taşlarından hormonlar ile oluşmakta idi.

Kalp atış hızının artması, yanakların kızarması, ellerin titremesi ya da terlemesi gibi…

Fakat insan isteklerini kontrol edemediğinde vücudunun kimyasını da bozabiliyordu. Bozulan kimya; insanın hormonlarını, bu da sağlığını ve bu da olumsuz davranışlarını etkilemekteydi. 

İşte insan da bu doyumsuz zevkleri yüzünden kayboldu belirsizlikler içinde… Fark edemedi gerçek ihtiyaçlarını. Toparlanamadı, toparlayamadı dağıldı çoğu zaman… 

Böylelikle gerçek hedefini belirleyemedi ve bir insan yığını yani kalabalık oldu. Topluluk olamadı birleşemedi, kendinden öteye geçemedi…

Birleşemediği için dağılmaya başladı…

Aileler dağıldı, ortaklıklar sonlandı, ülkeler dağıldı, zayıfladı ve geriledi. Birleşip de iyileşemeyen her yerde karmaşa ve kaos başladı. 

Demir nasıl bakıra muhtaçsa; sağlam ve dayanıklı olması için, insanlar da birbirine muhtaç yaratılmıştı. Kenetlenmiş bina gibi saf, sağlam ve dayanıklı durabilmesi için…

 

Aslında iyi olan, kötüyü toparlamak için mücadele etseydi, o zaman kötü de iyiyi bozamazdı. 

Neyin ne ile birleştiğini bilmek gerekir. Çünkü buna göre ihtiyacımız karşılanır veya karşılanmaz. Bir şeylerin ortaya çıkması için zıttındaki bileşenleri bilmek, işimizi kolaylaştırır. 

Önemli olan kiminle birleşeceğim… Kiminle birleşmemem gerekir…

Hayırda iyiler ile birleşebilmek duasıyla…


Yorum Gönder

17 Yorumlar

  1. Aminnn ellerinize sağlık🍃

    YanıtlaSil
  2. Nursena GECÜ4 Mart 2024 06:28


    Bir tohum topluluk olabildi de, insan birleşip toparlanabildi mi?
    Ne dokunaklı ve insanı düşünmeye irdelemeye iten bir cümle olmuş.
    Gerçekten toparlanabildik mi? Yada toparlanmak istedik mi aktif olan nefsimiz buna izin verdi mi?
    Allah razı olsun böyle faydalı yazılar yazıp bizlerin okumasına vesile olduğunuz için🌼

    YanıtlaSil
  3. "Tek olan eksilirken, ancak birleşen bir olandan üstün olabiliyor" cumlesi anlayabilirsek tum ilişki problemleri çözülürdü insanın 🍀

    YanıtlaSil
  4. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Çok anlamlı çok hoşuma gitti maşaALLAH Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Ne de güzel anlatmışsınız Birleşebilmenin kıymetini… inşALLAH hayırlarda hep birleşelim, hep birbirimize destek olalım…

    YanıtlaSil
  7. Hava dediğimiz şey bile bir birliktelikten oluşuyorken yaşamın kaynağı. Biz birlik için yaşamamız gerektiğini bir türlü kabullenemedik galiba. Teşekkürler farkındalık için güzel bir çalışma olmuş

    YanıtlaSil
  8. Kaleminize sağlık çok güzel detayları olan bir yazı maşaALLAH

    YanıtlaSil
  9. 🌱🍃🌿Birleşmek ne kadar anlamlı👌

    YanıtlaSil
  10. Hayırda iyiler ile birleşebilmek duasıyla…

    YanıtlaSil
  11. Birleşmesi gerekenler birleşseydi... elbet birleşecek, az kaldı safları temiz ve sıkı tutmaya...

    YanıtlaSil
  12. Birleşmesi gerekenler birleşseydi... elbet birleşecek, az kaldı safları temiz ve sıkı tutmaya...

    YanıtlaSil
  13. Kaleminize saglik

    YanıtlaSil
  14. Kaleminize sağlık 🤍

    YanıtlaSil
  15. Birleşmek ne kadar anlamlı oldu Şuan ellerinize sağlık 🤲

    YanıtlaSil
  16. RABbimiz hayırda birleşenlerden eylesin 🤲🤍

    YanıtlaSil
  17. Okudukça düşündüren ve çok etkeliyici bir çalışma olmuş emeği geçenin ellerine sağlık insam okurken derin düşüncelere dalıyor

    YanıtlaSil