"Tanıdın mı?"
Dünya üzerindeki ilk soru.
"Seni hiç tanıyamamışım" ise,
Son cümle...
Tanışmak, tanımak nedir ki tam olarak?
Ne dinlersin, ne seversin, nerede yaşarsın, kaç kardeşsin, çocukluk travmaların neler? Bunları sorarız da, acaba karşımdaki biliyor mu bunların cevaplarını?
Ama ben sana çok güvenmiştim... İyi de ona güvenirken sordun mu, o da kendisine güveniyor muymuş?
Gaye de sormamıştı. “Çok iyi tanıyorum ben onu anne, kaç yıllık arkadaşım o! Önyargılı davranıyorsun çocuğa. Çok dürüst bir insan o, aksilik olmuş işte yoksa borcu üstüme neden yıksın!” diye savunmuştu Murat'ı.
Ama Murat, daha ikinci ayda kredinin taksitlerini ödemeyince “Acaba annem haklı olabilir mi?” diye sorgulamaya başlamıştı. Bunca yıldır tanıdığı, sevgilisi olan adam ona kazık atmış değildi herhalde!
Artık evlenmemeli miyiz diye sordu kendine. İnsan evlenmek istediği kızı kandırır mıydı? Hele ki Murat gibi centilmen, anlayışlı biri…Sevgili olduklarından beri bir kez bile hesap ödetmemişti Gaye'ye. Herkese iyi davranırdı, kibar konuşurdu. Gerçi bir keresinde otoparkçı çocuğu çok fena azarlamıştı fazla para istedi diye. "Dolandırıcı mısın sen!" diye üzerine yürümüştü. Sonrasında da Gaye'den özür dilemişti, "Kandırılmayı asla hazmedemem." diye açıklama yaparak.
Düşündükçe aklına geliyordu… Bir keresinde de yemek oldukça lezzetli olmasına rağmen, çoğunluğunu bitirip bir bahaneyle yemeklerin kötü olduğunu ve bunun için para ödemeyeceğini söylemişti. Kavga çıkartmış ve yine "Kandırılmayı asla hazmedemem." demişti. Ama hepsinin arkasından ondan özür dilediği için onun centilmenliğinden şüpheye düşmemişti.
Daha neler vardı acaba hayatında hiç farkına varamadığı?
Hayat ipuçlarını ne güzel veriyordu aslında… Ama büyüklerin tabiriyle Aşkın gözü gerçekten körmüş…
İnsan bir şeyi çok istiyorken, onu isteğinden uzaklaştıracak şeylere çok da takılmıyor. İşin aslı, ulaşmak istediğin şeyin düşüncesi ne kadar mutlu ediyorsa; onunla ilgili kusurları o kadar hızlı göz ardı ediyoruz...
Artık açık açık konuşacaktı ama içindeki "değildir değildir" diye fısıldayan umuda öyle sıkı sarılıyordu ki, "Neyse bu ayın taksiti de gelsin öyle bakalım." diye düşündü. Şimdi çocuğun eli sıkışıksa utandırmayayım, diye biraz daha bekledi.
Murat artık telefonlarını eskisi gibi heyecanla açmıyordu. Yazık utanıyor herhalde dedi içinden.
Ve artık konuşma vakti geldiğinde "Kusura bakma" dedi sadece.
"Ödeyebileceğimi sanmıştım ama olmadı işte. Neyse ki taksitler seni çok yormaz zaten kazancının yüzde onundan biraz fazla... Bir de, söylemek için uygun vakti arıyordum ama… Hayatımda artık yeni biri var, seni kandırmak hiç istemem" diye tamamladı cümlesini.
"Seni kandırmak hiç istemem"
Ne kadar dürüst bir cümle değil mi?
Tanımak böyle bir şey değildi demek ki...
Peki neydi bir insanı tanımak?
11 Yorumlar
Gerçekten çok tanıdık...
YanıtlaSilSadece Gaye ve Murat.ın gerçegi degil! Gercegin gerçekliği...
Ellerinize zihninize sağlık gerçekten hayat Biz farkında olasamakta,Bize çok ipuçları veriyor…İpuçlarını yakalayabilmek ümidiyle 🍃
YanıtlaSilÇok etkileyici bir bitiş. Bu kadar da insan üste çıkabiliyor... İnsanları tanımak ve sınırlarımızı belirlemek en büyük konfor. Kaleminize sağlık....
YanıtlaSilTanımak tanışmak bağ kurmak için vazgeçilemez teşekkür ederiz 🙂
YanıtlaSilHayattaki her şeyde önce aklımızla değerlendirip sonra duygularımızla anlamlandırmalıyız. Ama hep tersi oluyor :) Önce andaki duygularla değerlendiyor ve sonra aklımızı kör ediyoruz .hep aynı hikayede dönüyoruz. "BEN HİÇ TANIMAMIŞIM". OYSAKİİ; ZATEN HİÇ TANIMAMIŞTIM Kİ... Emeğinize sağlık
YanıtlaSilKimse kimseyi kandırmıyor aslında, birilerinin kandırmasına müsaade ediyoruz maalesef:(
YanıtlaSilSeni kandırmak hiç istemem... Samimi bir cümle.. Emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilSeni kandırmak hiç istemem.. Samimi bir cümle.. Emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilkarşımızdaki insanın iyi biri olduğuna kendimize o kadar inandırmaya çalışıyoruz ki kişinin bize gösterdiği ipuçlarını gözardı ediyoruz…
YanıtlaSilHayat aslında bizlere ip yok ucu veriyor. Yeter ki görmek isteyelim…👀
YanıtlaSilİzi işareti doğru okumak ne önemli
YanıtlaSil